Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr


 Çocuk Eğitiminde Teknolojinin Rolü

Kaliteli, etkili ve kalıcı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için öğrenme-öğretme ortamlarında teknolojinin kullanılması gerektiği konusunda tüm eğitimciler, yöneticiler, uzmanlar, veliler, çocuklar ve bilim adamları hemfikirlerdir. Eğitim teknolojisinin temel amacı, öğrenmeyi etkili ve kalıcı bir biçimde sağlamaktır.
           İçinde bulunduğumuz 21. Yüzyıl, teknoloji alanında çok hızlı bir ilerleme içerisindedir ve bilgi çağı olarak nitelendirilmektedir. Her geçen gün yeni bir teknolojik gelişme ön plana çıkmaktadır ve teknoloji kullanımı insanlar için vazgeçilmez olmuştur. Dünyada ve Türkiye`de teknolojideki hızlı gelişmeler, eğitim sistemine de yansımakta, öğrenme-öğretme faaliyetlerini de etkilemektedir.

            Teknolojinin özellikle eğitim alanında sağladığı imkanlar da önemli boyutlarda gelişmiştir. Son yıllarda eğitim teknolojisinin hızlı bir şekilde ilerlemesi eğitim-öğretimde bilgisayarların kullanılmasına neden olmuştur. Bilgisayarların sağladığı görsel ve işitsel desteğin özellikle okul öncesi çağdaki çocukların öğrenmelerinde etkili olacağı bir gerçektir. Eğitimciler ve aileler tarafından sınıf içinde ya da evde uygulanacak bilgisayar destekli eğitimin; süresi, yeri ve uygun eğitim programları en iyi şekilde belirlendiği zaman çocukların öğrenme süreçleri üzerinde olumlu etkilerinden söz edilmesi mümkün olabilecektir.

            Papert, (1980) “Çocuklar bilgisayarları açıp kapamak, program çalıştırmak ve bilgisayarların çeşitli alanlarda kullanılmalarını öğrenmenin yanı sıra bilgisayarları kontrol etmeyi de öğrenmelidirler. Çocukların bilgisayarlar ile ilgili olarak olumlu deneyimlere sahip olmaları çok önemlidir. Bilgisayarların uygun olarak kullanılması uygun programların geliştirilmesiyle bilgisayarlar yalnızca çocukların yaşantılarına girmeyecek onların sosyal yeteneklerini ve düşünme becerilerini de etkileyecektir” demiştir.

             Papert`ın Piaget`in etkisinde kalması onun “çocuğun kendiliğinden öğreneceği” savını desteklemesine sebep olmuştur. Jean Piaget bilişsel gelişim kuramında çocukların zeka gelişiminin yetişkinlerden çok farklı olduğunu ileri sürdüğü düşünme biçimleri üzerinde durmuştur. Piaget`in teorisinin ilk basamağı kişisel gelişim teorisidir. Bu teoride erken çocukluk dönemindeki öğrenmenin; çocuklara kolayca bilgi sağlama yapılandırılmış programlar ve çevreleri sayesinde olduğunu vurgulamaktadır. Piaget çocukların yeni bir şeyler öğrenmeye ne kadar açık olduklarını, ayrıca yaptıkları etkinliklerin ve çevrelerinin gelişimsel düzeyleri ile büyümelerine nasıl destek olduğunu açıklar. Piaget`nin teorisinde önemli bir konu da keşfederek öğrenmektir. Piaget`in teorisine göre aktaran Bayhan ve Artan (2005) keşfederek öğrenmenin erken çocukluk döneminde önemli bir rolü vardır. Keşfederek öğrenme, bireysel öğrenme ve gelişimde farkındalığı yükseltmektedir. Papert da bilgisayarla çocukların basit kuralları otomatik olarak öğreneceklerini ve bilgisayarın problem çözme yeteneklerini geliştireceğini ve böylece çocukların keşfederek öğreneceklerini savunmaktadır.

              Çocukların 3-4 yaşından itibaren yetişkin rehberliğinde bilgisayarla tanışabileceğine belirten uzmanlar, erken çocukluk döneminde eğlendirirken öğretmek ilkesiyle bilgisayarların kullanılabileceğini vurgulamaktadırlar. Eğitim ve öğretimde bilgisayar, televizyondan çok daha etkili bir araçtır. Yapılandırılmış bir programla öğrenme kolaylaştırılıp zenginleştirilebilmelidir. Bilgisayar başındayken çocuğun yetişkin ile etkileşim halinde olmasının var olan bazı olumsuz etkileri de azaltabileceği düşünülmektedir. (Yaşar, 2004).

               Erken çocukluk dönemi çocukların gelişimin en hızlı olduğu ve çocukların öğrenmeye en açık olduğu dönemdir. Bu nedenle teknolojinin kullanımı çocukların tüm gelişim alanlarını (bilişsel, dil, sosyal, motor hatta özbakım) destekler nitelikte olmalıdır. Oynanan oyunların mutlaka yetişkin kontrolünden geçmesi, uygunsuz içerikli oyunlardan çocukların uzak tutulması gerekmektedir. Eğitimcilerin ise eğitim müfredatlarını göz önüne alarak belirledikleri hedefler ve kazanımlar çerçevesinde teknolojik araçların kullanımını şekillendirmelerinin uygun olacağı düşünülmektedir. Oyun şüphesiz ki erken çocukluk gelişiminde çok önemli bir yere sahiptir. Çocuk oyun sırasında eğlenerek öğrenmekte, kendisini ifade etmek için de pek çok yol bulmakta ve gelişimsel olarak yeni deneyimler elde etmektedir. Kavramsal açıdan baktığımızda oyun (Play) ve kurallı oyun (Games) kavramlarının da birbirinden farklı ele alınması gerekmektedir. Birey küçük yaşlarda daha çok hayal gücüne dayalı, kuralları daha gevşek sınırlarla belirlenmiş ve süresi, kuralları, araçları, teması ve oyuncuları oyuncuların onayı çerçevesinde değişebilen, daha çok hayal gücüne dayalı, daha az oyuncu becerilerini sınamaya yönelik etkinlikler içeren  oyunları oynamayı tercih etmektedir. İlerleyen yaşla birlikte kuralları genelde üçüncü şahıslarla belirlenmiş ve süresinin, kurallarının, araçlarının, temasının ve oyuncularının çerçevesi daha sık örüntülerle belirlenmiş oyunlardan keyif almaya başlamaktadır. Mücadele içeren ve çoğu zaman oyuncuların performanslarını gösterebilecekleri ya da kendilerini diğer oyuncularla kıyaslayabilecekleri ölçütler içeren, eğlencenin yanında çoğu zaman gerilim ve hırsın eşlik ettiği kurallı oyun oranı artmaktadır. (Başararcı ve Ural, 2009). Oyunun bu anlamda çocuğun önemli haz kaynağı olarak öğrenme başarısını arttıran ciddi bir fırsat olarak eğitim ortamında yer almalıdır. Bilgisayar destekli eğitimde de çocuk bilgisayarı bir oyun aracı olarak gördüğü için bilgisayardan hem haz almakta hem de bilgisayar aracılığıyla verilen bilgileri eğlenerek öğrenmektedir. Teknoloji oyunları ise günümüz dünyasında, özellikle çocuklar için ilgi çekici ve eğlenceli oyun ortamlardan birisidir. Son dönemde bu oyunlar arasında en ilgi çekici olanları ise Nintendo Wii, X-Box, Play Station  gibi konsol oyunlarıdır.

            Bilgisayar destekli eğitim her çocuğun kendi hızında öğrenmesini destekleyen, çocuk merkezli uygulamadır. Kullanılan farklı renk ve grafik özellikleri sayesinde öğrenmeyi daha eğlenceli kılarak kolaylaştırır. Uygun programlar seçilerek, her çocuğun gelişimsel düzeyi göz önüne alınarak yapılan programlar çocukların gelişimini destekler nitelikte olacaktır.
 
KAYNAKÇA
Başarıcı, R, Ural, A. (2009). Bilgisayar öğretmen adaylarının bilgisayar destekli eğitime yönelik tutumları. International Online Journal of Educational Sciences, 1(1).
Bayhan, P, Artan, İ. (2005). Çocuk Gelişimi ve eğitimi. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Yaşar, Ş. (2004) Okul öncesi eğitimde bilgisayar öğretimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.



Haberler

Tüm Haberler