Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Sosyal Hizmet








 Onur Savaşı


Onur Savaşı, yönetmeni Thomas Vinterberg olan 2013 yapımı bir İsveç dram filmidir. Film Cannes Film Festivali'nde büyük ses getirmiştir ve Altın Palmiye’ye aday gösterilerek farklı üç kategorilerde ödül almıştır. Filmin başrol oyuncusu olan Mads Mikkelsen de ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülüne layık görülmüştür.


Film 40 yaşında eşinden boşanmış olan Lucas’ın bir iftiraya maruz kalması sonucu başına gelenleri anlatmaktadır. Lucas bir kreşte çalışmaktadır ve bu kreşe gelen Klara’nın söylediği küçük bir yalan Lucas’ın hayatını tamamıyla değiştirmiştir. Klara aynı zamanda Lucas’ın çok yakın bir arkadaşının kızıdır. Klara’nın anne ve babası sürekli kavga eden, problemli ilişkileri olan bir çifttir. Bu kavgalar Klara’nın yanında da sık sık gerçekleşmektedir. Anne ve babası Klara ile yeterince ilgilenmediğinden onu okula genellikle Lucas götürmektedir.

Lucas kreşe gelen çocuklar tarafından çok sevilmektedir fakat Klara’nın Lucas’a olan sevgisi diğer çocuklardan farklı olarak hayranlık boyutundadır. Klara’nın Lucas’ı oyun oynarken dudağından öpmesi sevgisinin hayranlık boyutunda olduğunu göstermektedir. Lucas Klara’yı anne ve babasından başka kimseyi dudağından öpmemesi gerektiği konusunda uyardığında Klara’nın ben kimseyi öpmedim şeklinde cevap vermesi bazı yalanlar söylediğini göstermektedir. Lucas’ın kendisini bu şekilde uyarması hoşuna gitmeyen Klara, kreş müdürü ile Lukas’ın kendisine cinsel istismarda bulunduğuna dair bir konuşma gerçekleştirmiştir.

Klara kreş müdürüne Lukas’ı sevmediğini onun bir cinsel organı olduğunu ve cinsel organını gördüğünü dile getirmiştir. Kreş müdürü bu açıklamalardan yola çıkarak bu konu hakkında yetkinliği olan birini Klara ile görüştürmüştür ve Lukas’ın Klara’ya cinsel istismarda bulunduğu kanısına varmıştır. Bunun üzerine tüm kreş velilerine bu durum duyurulmuştur. Filmdeki herkes çocukların asla yalan söylemeyeceği düşüncesindedir ve kimse Lukas’ın masum olduğuna inanmamaktadır. Lukas’a atılan bu iftira tüm kasabada yayılmıştır ve Lukas tüm toplumdan dışlanmaya başlamıştır. Gittiği marketlerde alışveriş yapmasına izin verilmeyen, arkadaşları tarafından kabul görmeyen, insanların sözlü ve fiziksel şiddetine maruz kalan bir adam haline gelmiştir. Üstelik boşandığı eşi de çocuğu ile görüşmesine müsaade etmemeye başlamıştır.

Filmde olayın Lucas’ın evinin bodrum katında geçtiğine dair rivayetler yayılmıştır fakat aslında evin bodrum katı yoktur. Film bu konu üzerine çocukların cinsel istismarla ilgili ifadelerinin mutlaka dikkate alınması gerektiği fakat hayal güçlerinin oldukça geniş olduğunun da unutulmaması gerektiği mesajını vermektedir. Çocukların olmayan şeyleri varmış gibi detaylı bir şekilde tasvir etmesi oldukça normaldir çünkü hayal güçleri buna müsaittir.

Filmde Klara’nın yalan söylediği ortaya çıkmıştır fakat sonunda her şey açık açık verilmediğinden film, konuyla ilgili izleyiciyi düşünmeye ve yorumlamaya sürüklemektedir.  

Sosyal hizmet mesleğinde çocukların cinsel istismar ile ilgili söylediği her şeye inanma eğilimi söz konusudur. Fakat bazen yanıltıcı unsurlar söz konusu olabilir. Bu noktada film cinsel istismarı farklı bir açıdan ele aldığı için sosyal hizmet açısından oldukça etkileyicidir. Çocukların cinsel istismar ile ilgili söyledikleri her şeyin ciddiye alınması fakat hayal güçlerinin sınırsız olduğu ve bazen yalan söyleyebileceklerinin unutulmaması gerektiği mesajını vermektedir. Tüm bunlar ışığında filmin sosyal hizmet ile doğrudan ilişkisi olduğunu söylemek mümkündür.