İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Sosyal Hizmet (İngilizce) Bölümü Bölüm Başkanı
Dr. Ayşe Aydın, Erasmus Hareketliliğini ve Erasmus Hareketliliğinin Sosyal Hizmet programı için önemini açıkladı.
Dr. Öğr. Üyes, Ayşe Aydın, "Erasmus hareketliliği, üniversite öğrencilerinin dolaşımına yönelik Avrupa Topluluğu Eylem Planının benimsenmesine ilişkin 15 Haziran 1987 tarihli Konsey Kararına dayanmaktadır (Karar no: 87/327/EEC). 1990’lı yılların başında Avrupa Topluluğu’nun Avrupa Birliği olarak anılmaya başlanması, 1990’lı yılların sonunda ise Birliğin genişleme sürecinin hız kazanması Erasmus hareketliliğinin hayata geçmesinde etkili olmuştur. Türkiye’den bazı üniversiteler, 2003-2004 akademik yılında, pilot uygulama kapsamında, Erasmus programına katılmış, 2004-2005 akademik yılı güz döneminden itibaren ise Erasmus programı Türkiye’deki tüm üniversitelerde işlerlik kazanmıştır. Bu kısa açıklamadan da anlaşılacağı üzere Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olmamakla birlikte, aday ülke statüsünde, Erasmus hareketliliğinden Avrupa Birliği’ne aday ülkelerle aynı koşullarda yararlanmaktadır." dedi.
ERASMUS HAREKETLİLİĞİNİN AMACI
Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirliği, hiç kuşkusuz, Birliğin oluşturduğu hukuk sisteminin ve belirlediği kuralların Birliğe üye ülkelerce kabul edilmesine ve uyulmasına bağlı olduğunu belirten Aydın, açıklamasına şunları kaydetti:
"Bu nedenle hem birlik üyelerinden hem de aday ülkelerden ulusal yasalarını birliğin belirlediği yasalarla uyumlu hale getirmeleri ve Avrupa Birliği müktesebatını uygulamaları beklenmektedir. Toplumsal yaşamla ilgili alanlarda Avrupa Birliği’nin yürürlükte olan hukuk sistemi ve kurallar bütünü olarak tanımlanan AB müktesebatının uygulanması, Avrupa’nın kültürel çeşitliliğini erozyona uğratma ve tek tipleşmeye yol açma endişesini beraberinde getirebileceğinden, Birlik, bu tür endişelerin giderilmesi yönünde gerekli adımları atmıştır. Örneğin 2000 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen Kültürel Çeşitlilik Deklarasyonu, kültür çeşitliliğinin Avrupa’nın temel bir niteliği olduğuna, Avrupa Konseyi’nin kültür çeşitliliğini koruma ve güçlendirme geleneğini dikkate almasına, üye ülkelerin kültürel çeşitliliği teşvik edecek uluslararası kültürel işbirliği anlaşmaları geliştirme konusundaki amaçlarına saygı duyulması gereğine, kültür farklılığını korumaya yönelik hassasiyete vurguda bulunmaktadır. Ayrıca Erasmus hareketliliğine temel teşkil eden Bolonya Süreci kapsamında da, yükseköğretim derece ve çalışma programlarının uyumlaştırılmasından, Avrupa’nın çeşitlilik geleneğine ters düşecek ölçüde birbirleriyle uyum içinde olan derece ve çalışma programlarının değil, bir profil belirlemek için üzerinde karara varılmış kritelerin anlaşılması gerektiğinin altı çizilmekte böylelikle bir anlamda Avrupa’nın kültürel çeşitliliğinin korunacağı güvencesi de verilmektedir"
"Erasmus hareketliliği bu çerçevede değerlendirilecek olursa, üniversite öğrencilerinin öğrenimlerinin belirli bir dönemini başka bir üniversitede devam ederek farklı deneyim ve kazanımlar elde etmelerine olanak sağlarken aynı zamanda hem Kültürel Çeşitlilik Deklarasyonu hem de Bolonya Süreci kapsamında ifade edilen kültürel çeşitliliğin korunmasına ve dolayısıyla kültürel yetkinliğin kazanılmasına da hizmet etmektedir."
ERASMUS HAREKETLİLİĞİNİN SOSYAL HİZMET PROGRAMI AÇISINDAN ÖNEMİ
Aydın, insan çeşitliliğinin ve kültürel yetkinliğin Sosyal Hizmet programının temel kavramları olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Aydın açıklamasına şöyle devam etti:
"İnsan çeşitliliği, yaş, sınıf, renk, kültür, engellilik, etnisite, cins, cinsiyet kimliği ve ifadesi, göçmenlik statüsü, siyasi ideoloji, ırk, din, cinsiyet ve cinsel yönelim temelindeki gruplar arasındaki dağılım genişliği şeklinde tanımlanmaktadır. Sosyal Hizmet programı kapsamında öğrencilerin, insan haklarını özümseyebilmeleri, her düzeydeki sosyal sorunlara çözüm odaklı yaklaşabilmeleri, insan davranışı ve sosyal çevre arasındaki ilişkiyi kavrayabilmeleri için, çeşitli kültürel değerleri, inançları ve uygulamaları anlamaları, önemsemeleri ve böylelikle kültürel yetkinliğe ulaşmaları hedeflenmektedir. Sosyal Hizmet öğrencilerinin kültürel yetkinliği kazanmaları öncelikle, içinde yaşadıkları kültürden farklı kültürlerin var olduğunun farkına varmalarını ve kabul etmelerini gerektirmektedir. Böylelikle kültür farklılığından kaynaklanan önyargıların giderilmesinde, kültürler arası diyaloğun, etkileşimin ve dolayısıyla insanlar arasında gerilimli ilişkilerden daha çok olumlu ilişkilerin inşasında sosyal hizmet mezunları önemli rol oynayabileceklerdir. Dolayısıyla, kültürel yetkinlik sadece mikro ve mezzo boyutlu sosyal hizmet uygulamalarında değil, sosyal hizmetin makro düzey uygulamaları kapsamında da, insan hakları temelli sosyal politikaların hazırlanması ve hayata geçirilmesi sürecinde sosyal hizmet uzmanlarının etkili katkı sunmalarına olanak tanıyacak önemli bir kazanımdır."
"Erasmus hareketliliği bu bağlamda, sosyal hizmet öğrencilerinin kültürlerarası anlayışı, içinde bulunulan kültür de dahil olmak üzere farklı kültürleri kendi içinde ve birbirleri arasındaki farklılık ve benzerliklerine göre değerlendirme ve karşılaştırma becerisini içeren kültürel yetkinliği kazanmaları hedefi için önemli bir imkân sunmaktadır."