Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Odyoloji








 Vertigo


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu (SBYO) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Taşkın vertigo hakkında bilgiler paylaştı.



“ Vertigo; sizin, etrafınızdakilerin ya da hem sizin hem etrafınızdakilerin döndüğünü hissetmenize neden olan, sıklıkla bulantı ve denge kaybının eşlik ettiği bir yanılsama durumudur. Boşlukta dönüyor, devriliyor, sallanıyor ya da düşüyormuş gibi hissedebilirsiniz. Vertigo sıklıkla baş dönmesi olarak adlandırılmakla birlikte, hareket yanılsamasını ifade eden spesifik bir terimdir. Bütün vertigo durumlarında baş dönmesi olmakla birlikte, her baş dönmesi vertigo değildir. ”

Vertigo (baş dönmesi) dönme illüzyonudur. Sağ veya sol vestibüler çekirdek arasındaki eşit olmayan nöral aktiviteye bağlı olarak ortaya çıkar. İpsilateral vestibüler çekirdeği inhibe eden vestibüler son organın, vestibüler sinirin veya çekirdeğin ya da vestibülo-serebellumun ani tek taraflı hasarı sonucu vertigo gelişebilir. Eş zamanlı bilateral gelişen vestibüler hasar denge bozukluğuna neden olur; vertigoya neden olmaz.

Vertigo sendromuna; dönme illüzyonu, nistagmus, ataksi, bulantı, kusma, terleme ve solgunluk eşlik eder. Vertigo, kortikospasyal oryantasyonun yanlış yorumlanması sonucu ortaya çıkar. Nistagmus, vestibülo-okular refleksteki dengesizlik sonucu gelişir. Ataksi, vestibülospinal yolaklardaki anormal ya da uygunsuz aktivasyon nedeniyle görülür. Bulantı ve kusma ise medulladaki kusma merkezindeki kimyasal aktivasyon sonucu ortaya çıkar.

Dizziness, Anglosakson kültüründe, hastalar tarafından vertigo yerine kullanılmaktadır; ancak sözcüğün Türkçe karşılığı yoktur. Dizziness -başta hafiflik, bayılma öncesi durum, dengesizlik, teknede sallanır gibi olma- gibi durumları tanımlamak için kullanılır. Bizim hastalarımız tarafından da vertigo, dizziness ve dengesizliği tanımlayan yakınmalar için de kullanılmaktadır. Bu nedenle, hastanın yakınmasına neden olanın vertigo mu, dizziness mı yoksa dengesizlik mi olduğunu anlamak için çok iyi öykü alınmalıdır. Hastanın yakınmasını anlatmasına izin vermek gerekir.

 Denge bozukluğu ve baş dönmesi yakınmasıyla hekime başvuran hastalardaki yakınmanın öznel niteliği ile sıklıkla muayenede belirgin bir normalden sapmaya rastlanmaması ve hatta tersine akut dönemler dışında sıklıkla tanısal denge testlerinde normal bulguların elde edilmesi gibi nedenlerle , bu grup hastada ön tanı ağırlıklı olarak yakınma ve öyküye dayandırılır. Ayrıca tanı amaçlı kullanılan vestibüler testler tek başına etiyolojiyi aydınlatmaz. Ancak bu testler, periferik veya santral vestibüler sistemdeki işlev bozukluğunun dökümante edilmesinde destekleyici niteliktedir. Tanı yöntemlerinde yaşanan teknolojik gelişmelere rağmen, günümüzde oldukça fazla sayıda baş dönmeli hastada tanıya ulaşmak, yakınma ve öykü sayesinde gerçekleşmektedir. Baş dönmeli hastaya, kısa zamanda ve doğru ön tanı konabilmesi için, yakınma ve öykü bilinçli bir biçimde alınmalıdır. Yakınmanın ve öykünün önemi, baş dönmesiyle seyreden hastalıklarda diğer birçok hastalık grubundan daha ön plandadır ve genel olarak hiçbir tetkik, yakınma ve öykünün boşluğunu dolduramaz.

Önemli Noktalar: Denge bozukluklarına, geniş bir yelpazede çeşitli hastalıkların neden olabildiği göz önüne alınacak olursa, yakınmanın gerçek niteliği net olarak anlaşılmadan bir dizi fizik muayene yöntemi ve ayırıcı tanı testlerinden hangilerinin gerekli olduğunu belirlemek olanaksızdır. Klinisyen, baş dönmesi yakınması olan hastasında, anamnez ve ayrıntılı öyküyü, hem ‘’pozitif’’, hem de ‘’negatif’’ veriler içerecek şekilde alarak aşağıda tanımlanan dörtlü grupla bağlantılandırır ve hastanın hangi baş dönmesi grubuna dahil edilmesi gerektiğini belirlerse, fizik muayeneyi daha seçici biçimde uygulayabilir. Denge bozukluğunun anamneze dayalı olarak  alt gruplara ayrılması ve böylece öncelikli olarak gerekli olduğuna karar verilen muayene ve tetkiklere başvurulması , pahalı ve zahmetli tanı testlerine gereksinmeyi azaltan, daha çok bilgi ve deneyime bir yaklaşımdır. Ardından aynı klinisyen, önemli vestibüler girdi grupları olarak vestibüler, oküler  ve proprioseptif girdilerle birlikte, dengeyle ilgili diğer sistemlere ilişkin bulguları  ve özellikle nesnel olanları gözden geçirerek hastanın öznel yakınmalarını çapraz sağlama yöntemleriyle tabi tutulabilir.   

Vertigo; 1- senkop öncesi durumlardan 2- vestibülospinal, propriyoseptif, görsel ve motor sistemlerin bütünleşmesi ilgili sorunlar sonucu ortaya çıkan dengesizlikten 3-başta ağırlık hissi, sallanır gibi olma gibi spesifik olmayan bulgulara neden olan durumlardan ayırt edilmelidir.

Baş dönmesi ve dengesizlik yakınması ile başvuran hastaları değerlendirirken sıkça yapılan yedi hata şunlardır:
  1. Vertigoyu dengesizlikten ayıramamak
  2. Pozisyonel test yapmayı bilmemek ya da yapmamak
  3. Baş çevirme testi yapmamak ya da yapmayı bilmemek
  4.  Baş ağrısı olmadan da migrenin vertigoya neden olduğunu bilmemek
  5. Odyogram istememek ya da değerlendirememek
6- Hastayı atak sırasında değerlendirmeyi planlamamak
  1. Hastayı düzgün olarak muayene etmeden manyetik rezonans görüntüleme (MRG) istemek.
Baş dönmesi ve denge bozukluğu, oldukça sık rastlanan yakınmalardandır ve hastane başvuranlarının %2,4 düzeyindeki nedenin baş dönmesi olduğunu bildirilmiştir. Acil servise başvuranlar da ise bu oran %26 ya yükselebilmektedir.
Vertigo ve dizziness, baş ağrısından sonra hekime başvuruda en sık yakınmadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar vertigo ve dizzinessın nüfusun % 20-30’unu etkilediğini göstermiştir (4,5,6). Bu yakınmalara, günlük pratikte çok sık karşılaşıldığı için böyle hastaların iyi değerlendirilerek yönlendirilmesi gerekir. Vertigo ve dizziness, farklı etiyoloji ve patogenezlerin neden olduğu disiplinler arası yaklaşımla aydınlatılabilecek multisensoriyel ve sensorimotor bir sendromdur. Ayrıntılı nörooftalmolojik ve nörootolojik değerlendirme, pahalı göz hareketleri kayıtlama ve görüntüleme tekniklerine göre tanı koymada her zaman daha üstündür.

Vertigo, iç kulağı ya da beynin denge ile ilgili bölümlerini etkileyen hastalıklardan kaynaklanır:
> Dönme hissine ek olarak, bulantı, denge kaybı, duyma veya görme ile ilgili problemler ve baş ağrısı olabilir.
> Doktorlar sıklıkla kişinin problemi tarif etmesine dayanarak ve fiziksel muayene sonuçlarına göre tanı koyarlar, ancak bazen başka testler de gerekebilir.
> Bazen vertigoyu tetikleyen etkene göre basit önlemler almak ya da bir ilaç vertigoyu önleyebilir. 
Vertigonun Belirtileri Nelerdir?
Vertigonun gerçekten var olup olmadığının belirlenmesi çok önemlidir. Baş dönmesi veya bayılma semptomları ile karıştırılmamalıdır. Vertigo hastalarında kendileri, çevreleri ya da her ikisi birden dönüyormuş hissi uyandıran rahatsız edici bir durum mevcuttur. Bazı durumlarda kişi, sadece bir yana doğru çekiliyormuş gibi hisseder. Denge kaybı sonucu, yürüme ve sürüş güçlüğü oluşur. Vertigoya sıklıkla şunlar eşlik eder:
> Vertigo nöbeti sırasında hızlı bir şekilde tekrarlayan anormal göz hareketi ile karakterize nistagmus (gözlerde bir yöne doğru hızlı titreme hareketi ve bazen daha yavaş bir şekilde orijinal pozisyonuna geri dönüş).
> Bulantı ve bazen kusma
> İç kulak hastalıklarına bağlı vertigolarda bazen bu belirtilerin yanısıra; kulak çınlaması, ilerleyici duyma kaybı, etkilenen kulakta doluluk ya da baskı hissi de oluşur.
Vertigo, vücudun dengeyi sağlamakla görevli bölümlerinin hastalıklarından
da kaynaklanabilir. Bu bölümler:
> İç kulak
> Beyin sapı ve beyincik
> Beyin sapı içindeki ya da beyin sapı ve beyinciğe bağlanan sinir ağı
İç kulak, vücudun durmasını ve hareket etmesini algılayan bazı yapılar içerir. Bu yapıların algıladığı bilgiler sinirler yoluyla beyine gönderilir. Bu bilgiler beyin sapında işlenerek vücut duruşu ayarlanır ve beyincikte hareketler koordine edilir ve denge duygusu sağlanır.