Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Odyoloji








 İşitsel rehabilitasyon


İşitme kaybı doğuştan olabileceği gibi çeşitli nedenlerle sonradan da gelişebilmektedir. Ülkemizde yaklaşık 2,2 milyon bireyin işitme kaybı olduğu belirtilmiştir. İşitme kaybı doğuştan ya da sonradan olan çocuklar dil-konuşma, iletişim, bilişsel ve sosyal gelişim alanlarında gecikme göstermektedir.


İşitme engelli çocukların gelişim basamaklarını zamanında takip edebilmeleri ve gelişimlerinin sekteye uğramaması için erken tanı ve tedavi önem arz etmektedir. İşitme kaybı doğuştan olabileceği gibi çeşitli nedenlerle sonradan da gelişebilmektedir. Ülkemizde yaklaşık 2,2 milyon bireyin işitme kaybı olduğu belirtilmiştir. İşitme kaybının tipleri ve dereceleri bulunmaktadır. Hastaların işitme kaybı tedavi ve rehabilitasyon sürecinde var olan kaybın tipi ve derecesi göz önünde bulundurulmaktadır. İşitme kaybının dört tipi bulunmaktadır. İletim tipi işitme kaybı; dış kulak ve/veya orta kulaktaki problemlerden kaynaklanmaktadır. Sensörinöral tipte işitme kaybı; koklear patolojiler ve 8. Sinir fonksiyonunun etkilenmesinden meydana gelmektedir. Mikst tip işitme kaybı; genellikle orta kulak enfeksiyonlarının veya otosklerozun iç kulağı da etkilemesi sonucu ortaya çıkmaktadır.

Santral işitme kaybı; işitme siniri, beyin sapı ve beyindeki merkezlerin fonksiyon bozukluğundan kaynaklanmaktadır. İşitme kaybının derecesi yani desibel olarak değerlendirilmesi; 0-15 dB’e kadar olan kayıplar: normal, 16-25 dB’e kadar olan kayıplar: çok hafif, 26-40 dB’e kadar olan kayıplar: hafif, 41-55 dB’e kadar olan kayıplar: orta, 56-70 dB’e kadar olan kayıplar: orta- ileri, 71-90 dB’e kadar olan kayıplar: ileri, 91 dB’in üstündeki kayıplar: çok ileri derece işitme kaybı olarak tanımlanmaktadır. İşitme kaybının tedavisinde; kayba neden olan hastalık, işitme kaybının derecesi, tipi, başlangıcı, hastanın yaşı, mesleği gibi faktörler göz önüne alınarak planlanmaktadır. Özellikle çocuklardaki işitme kaybının başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi, işitme kaybının erken fark edilebilmesine bağlıdır. Amaç; çocukta duyarak ve konuşarak iletişimi sağlamak, iyi bir konuşma düzeyi oluşturmak ve sonuçta topluma uyumunu sağlamaktır.

İşitme kaybı doğuştan ya da sonradan olan çocuklar dil-konuşma, iletişim, bilişsel ve sosyal gelişim alanlarında gecikme göstermektedir. İşitme engelli çocukların gelişim basamaklarını zamanında takip edebilmeleri ve gelişimlerinin sekteye uğramaması için erken tanı ve tedavi önem arz etmektedir. Ülkemizde 2004 yılında başlatılan ulusal yeni doğan işitme taramaları ile hastaneden taburcu olmadan önce tüm bebeklerin işitmeleri kontrol edilmektedir. Yeni doğan taraması ile konjenital işitme kaybı olan bebeklerin 0-3 ay içinde tespit edilip, 6. aya kadar cihazlandırılması hedeflenmektedir. Yapılan çalışmalarda da 0-6 ay içerisinde tanılanan bebeklerin 6. aydan sonra tanılanan bebeklere göre dil gelişimlerinin anlamlı ölçüde daha iyi olduğu belirtilmiştir.

İşitme kaybı olan çocuğa; odyolojik değerlendirme ve tanı sürecini takiben işitme cihazı uygulaması yapılmaktadır. İşitme cihaz uygulaması, çocuktaki işitme kaybının derecesine ve tipine bağlı olarak yapılmaktadır. Çocuğun rezidüel işitmesinin en iyi şekilde kullanılması için doğru cihaz ve doğru uyarlama yapılması çok önemlidir. Cihazlandırma sürecinden sonra çocuğun cihazdan fayda görüp, görmediğini tespit etmek için belirli periyotlarda çocuğun gelişimi takip edilmektedir. Doğuştan ileri, çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı olan ve işitme cihazından istenen düzeyde yarar görmeyen çocuklar için koklear implant (Kİ) uygulanmaktadır. Erken tanılamayı takiben cihazlandırma ve koklear implant uygulanan çocuklara hemen ardından erken dönemde aile eğitimi ve işitsel rehabilitasyon eğitimi verilmektedir. Yapılan çalışmalarda erken dönemde işitme kaybının tespit edilerek çocuğun cihazlandırılması ve eğitimine başlanması, dil gelişiminin gerçekleşmesini sağlamakta, diğer gelişim alanlarında da gecikmeleri büyük ölçüde azalttığı belirtilmektedir.

İşitsel rehabilitasyon; işitme kayıplı bireylerin yeterli alıcı ve ifade edici iletişim becerilerinin geliştirilmesi için gerekli olan prosedür ve hizmetleri kapsamaktadır. İşitsel rehabilitasyon, işitme kaybına bağlı olarak gelişiminde ortaya çıkan kısıtlılıklardan korumak ve kısıtlılıkları minimuma indirebilmek için işitme kayıplının yeteneklerini geliştiren ekolojik, etkileşimli bir süreçtir. İşitsel rehabilitasyon; işitme engelliler öğretmeni, odyolog ve odyoloji ve konuşma bozuklukları uzmanları tarafından verilmektedir. Ayrıca multidisipliner çalışmaya önem verilmekte, ihtiyaç dahilinde psikolog, dil-konuşma terapisti ve özel eğitim öğretmenleri ile eşgüdümlü çalışma desteklenmektedir. Ülkemizde işitme engelli bireylerin işitsel rehabilitasyon eğitimleri özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından verilmektedir. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri devlet destekli olup bireyler ücretsiz eğitim almaktadır. Eğitimlerin verimini arttırmak için aile eğitimi çok büyük önem taşımaktadır. İşitsel rehabilitasyon eğitimini veren kişi aynı zamanda aileye rehber olmaktadır. İşitme engelli çocuğun gelişimi bir bütün olarak değerlendirilip, eksik veya geride kalmış noktalarda desteklenmeli ve aileye uygun yönlendirme yapılmalıdır.

İşitme engelli bir bireyin; odyolojik değerlendirme, cihazlandırma ve işitsel rehabilitasyon eğitimi gibi bahsi geçen tüm bu süreçlerin de odyologlar aktif yer almaktadır. Tüm bu süreçlerin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi için biz odyologlara önemli görevler düşmektedir.