Dünya genelinde erkeklerde en fazla görülen kanser türü akciğer kanseridir. Türkiye’de de bu verilere benzer olarak erkeklerde akciğer ve prostat kanserleri en sık görülen kanser türleridir. Akciğer, prostat, kolorektal, mesane ve mide kanseri ülkemizde erkeklerde en sık görülen ilk beş kanserdir. Kadınlarda ise meme, tiroid, kolorektal, uterus korpusu ve akciğer kanseri en sık görülen ilk beş kanser türüdür. Kadınlarda en sık görülen ve ölüme neden olan kanser meme kanseridir. Dünyada 1,67 milyon kadına meme kanseri tanısı koyulmuş ve ölümlerin 522 000’inin meme kanseri ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Amerikan Kanser Birliği’ne (ACS) göre Amerika’da her sekiz kadından birinin, yaşamları boyunca meme kanserine yakalanacağı ve 2050 yılına kadar dünyada kadın meme kanseri vakalarının yılda 3,2 milyon yeni vakaya ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde de durum benzer olmakla birlikte meme kanseri her dört kadın kanserinden biri olmaya devam etmektedir.
Meme kanserinin risk faktörleri arasında en başta kadın olmak ve elli beş yaş üzerinde olmak, genetik yatkınlık, ailede meme kanseri öyküsünün olması önemli risk faktörlerindendir. Meme kanserinin yaklaşık %5 ile %10’u genetik mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. Hem erkeklerde hem kadınlarda birinci derece akrabalarında meme kanseri olanlarda, meme kanseri gelişme riski 1,8 kat daha fazladır. Diğer memede meme kanserinin olması, on iki yaşından önce menarş, elli beş yaşından sonra menapoz, oral kontraseptif kullanımı, menapoz sonrası hormon tedavisi, hiç emzirmemek ve hiç doğum yapmamak, sigara ve alkol kullanımı, obezite ve sedanter yaşam da meme kanseri riskini arttırmaktadır. Yoğun meme dokusu olan kadınların ve memede iyi huylu oluşumları bulunan kadınların da meme kanserine yakalanma riski fazladır. Bu nedenle risk faktörü bulunan kadınların düzenli olarak kontrollerini yaptırması gerekmektedir.
Meme kanserinde en sık görülen belirtiler memede ele gelen kitle, meme başında çekilme, memede portakal kabuğu görünümü, meme başında akıntı, meme dokusunda ülserasyon ve eritem, lenf nodlarında büyümedir.
Dünyada ve ülkemizde meme kanserinden ölümleri azaltmak için tarama ve erken tanı büyük önem taşımaktadır. Tarama önerileri içerisinde özellikle kendi kendine meme muayenesi, klinik meme muayenesi ve mamografi yer almaktadır. Kendi kendine meme muayenesi kadınların düzenli olarak sistematik bir biçimde meme ve etrafındaki dokuları muayene etmesidir. Bu yöntemle memedeki kitlelerin %80’i belirlenmektedir. Bu yöntemle kadın kendi meme dokusunu tanımış ve anormal oluşumları erken belirlemiş olur. Kendi kendine meme muayenesi her ay mensturasyon döneminin başlangıcından beş ile yedi gün sonra, menapozda olan kadınlar için ise her ayın kendi belirledikleri bir gününde yapılmalıdır. Öncelikle ayna karşısında düz pozisyonda, eller yukarı kaldırılarak ve eller belde iken hafif öne doğru eğilerek gözle incelenir. Sonrasında ise yatarak sol kol başın altına yerleştirilir ve sağ elin üç orta parmağının iç yüzeyleri ile sol memenin tüm dokusu ve koltuk altı bölgesi dairesel hareketler ile muayene edilir. Daha sonra bu işlem sağ meme ve koltuk altı bölgesi için de tekrarlanır. Bu muayenede memede ele gelen sertlik, meme başında çökme veya meme derisinde çekilme, memede şekil bozukluğu, meme başında akıntı, meme başlarının pozisyonlarında değişiklik veya memede yara ve ülserasyon, renk değişikliği var ise mutlaka hekime başvurulmalıdır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı Meme Kanseri Tarama Programının önerisine göre yirmi yaş ve üzerindeki kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi yapmaları önerilmektedir.
Klinik meme muayenesi ise meme ve çevre dokularının sağlık profesyonelleri tarafından muayene edilmesidir. Özellikle küçük kiştlelerin belirlenmesinde mamografi ile birlite kullanılması önerilmektedir. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı Meme Kanseri Tarama Programının önerisine göre yirmi yaş ve üzeri kişilerde iki yılda bir, kırk yaş ve üzeri kişilerde yılda bir yapılması önerilmektedir.
Meme kanseri tarama önerileri arasında diğer bir yöntem ise mamografidir. Düşük dozda x ışınları kullanılarak meme dokusu görüntülenir. Düzenli olarak çekilen mamografi meme kanserinin erken evrede belirlenmesini sağlarken tedavinin başarı şansını arttırır. Amerikan Kanser Birliği kırk ile kırk dört yaş arası kadınların mamografi çektirmeye başlaması ve her yıl tekrarlaması, kırk beş ile elli dört yaş ve üzeri kadınların her yıl mutlaka mamografi çektirmesini önermektedir. Türkiye Sağlık Bakanlığı Meme Kanseri Tarama Programının önerisine göre ise kırk ile altmış dokuz yaş arası kadınlara iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir.
Meme ultrasonografisi ve manyetik rezonans yöntemleri de meme dokusunu görüntülemek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak bu yöntemler meme kanseri taraması için rutin kullanılan yöntemler değildir.
Meme kanseri taramaları ülkemizde 2004 yılında kurulan ve sayısı giderek artan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM)’inde ücretsiz olarak yapılmaktadır.