Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Hemşirelik








 Kardiyak arrest ve hemşirelik yaklaşımı


Kardiyak arrest, kalbin sistol sırasında etkili kasılamaması sonucu yaşamsal organlara yetersiz kan akımı nedeniyle solunum ve/veya dolaşımın ani olarak durması ve ani bilinç kaybı ile karakterize bir tablodur.


Kalp durmasını takiben dolaşım ve hemen arkasından 30-60 saniye sonra solunum durur. Solunum ve/veya dolaşımı durmuş olan bireye yeniden hayata döndürme uygulamaları kardiyopulmoner resüsitasyon olarak adlandırılır ve bu müdahalenin bir an önce yapılması hayati önem taşımaktadır. Eğer kardiyopulmoner iyileşme gerçekleşmezse 4-6 dakika içinde beyin canlılığını yitirmeye başlar ve “biyolojik ölüm” gerçekleşebilir. Bu sebep ile kalp atımlarının durmasının ardından en geç 10 dakika içinde kardiyopulmoner resusitasyonun başlaması gerekmektedir. Amaç uzun vadede beynin korunmasıdır. 

Hastane dışında gerçekleşen kardiyak arrest vakalarının hastane içinde gerçekleşen vakalara göre ölüm oranın daha yüksek olduğu yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Bu da kardiyak arrest vakalarında erken tanı ve erken müdahalenin önemini ortaya koymaktadır. Kardiyak arrestte temel yaşam desteğinin kritik ilk adımları olan göğüs kompresyonlarının ve erken defibrilasyonun hızlıca sağlanması hayati önem taşımaktadır. 

Kardiyak arrestte en sık görülen ritim ventriküler fibrilasyon ve nabızsız ventriküler taşikardidir. Özellikle hastanede izlenen vakaların yaklaşık %70’inde ventriküler fibrilasyon ilk kaydedilen ritimdir. Ventriküler taşikardi ve ventriküler fibrilasyon, hastanede yatan hastalarda bile önemli morbidite ve mortalite sebeplerindendir.

Kardiyak Arrestin Belirti ve Bulguları: Kardiyak arrestte belirtilerin fark edilerek erken dönemde tanımlanması ve müdahalenin erken başlatılması hayati önem taşımaktadır. Bu belirtiler ani kollaps, kan basıncında düşme, femoral ve karotis arter nabızlarının alınamaması, bilinç kaybı, kollarda ve bacaklarda konvilsiyon, anormal solunum, kalp seslerinin duyulamaması, ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon, asistoli, nabızsız elektriksel aktivite gibi ölümcül ritimler, göz bebeklerinde genişleme, ciltte siyanoz ve solukluktur.
Kardiak Arrestin Risk Faktörleri: Koroner arter hastalığı öyküsü, ailede kardiyovasküler hastalık ve ani kardiyak ölüm hikayesi, sigara içilmesi, genetik anormallikler, sedanter yaşam, aşırı kilo, yüksek tansiyon, yüksek kan kolesterolü, şeker hastalığı, erkek cinsiyet, yaş (45 yaşından sonra erkeklerde, 55 yaşından sonra kadınlarda risk artar) risk faktörlerini oluşturmaktadır. 
Kardiak Arrest Nedenleri: Yapılan çalışmalarda ani kardiyak ölüm vakalarının %90’ın da Koroner arter hastalığı tanısı ve geçirilmiş kalp krizini varlığı tespit edilmiştir. Amerikan Kalp Birliği, Koroner arter hastalığı tanısı olan ve daha önce kalp krizi geçirmiş ani kardiyak ölüm vakalarının çoğunluğu (%90’dan fazla) oluşturduğunu belirtmiştir. Diğer daha az rastlanan nedenler ise;
  • Hipertrofik kardiyomiyopati, dilate kardiyomiyopati,
  • Hava embolisi,
  • Bradikardi,
  • İnme,
  • Konjenital kalp hastalığının bazı tipleri veya kalp defektleri
  • Ciddi aort stenozu,
  • Kardiyak tamponad, tansiyon, pnömotoraks, toksinler, pulmoner tromboz, koroner tromboz,
  • Hipovolemi, hipotermi, hipoksi ve/veya hiperkapni,
  • Kan elektrolitlerinde değişiklik, metabolik bozukluklar,
  • İlaç ve zehirler
  • Ciddi astım atakları (Status epilepticus),
  • Anestezikler,
  • Boğulmalar,
  • Terminal dönem hastalıklar kardiyak arreste neden olabilmektedir.
Kardiyak arrest vakalarında hastaneye ulaştırılamadan ölüm olan vaka oranı %95 olarak görülmektedir. Bu yüzden 5-7 dk içinde defibrilasyon uygulanması halinde kardiyak arrestten sağ kalımın %30-45 kadar arttığı görülmüştür. Sağ kalımın artırılması için erken dönemde hayati organlara tekrar perfüzyonun sağlanması çok önemlidir. Bunun için;
  • Erken uyarı işaretlerini tanımak,
  • Acil tıbbi yardımın erken aktive edilmesi (112’nin aranması),
  • Erken Kalp Akciğer Canlandırması (KAC),
  • Otomatik eksternal defibrilatör (OED) kullanımı ile hızlı defibrilasyonun sağlanması 
  • Erken ve etkili ileri kardiyovasküler yaşam desteğinin (İKYD) başlatılması  
  • Entegre kardiyak arrest sonrası bakım önem taşır. 
 
Amerikan Kalp Birliği (AHA) Kalp Akciğer Canlandırması (KAC) 2010 kılavuzuna göre yaşam kurtarma zinciri 5 halkadan oluşmaktadır; birinci halka “Hızlı kardiyak arrestin derhal tanınması ve acil yanıt sisteminin aktive edilmesi”, ikinci halka “Göğüs basılarının vurgulandığı erken kalp akciğer canlandırması (KAC)”, üçüncü halka “Hızlı defibrilasyon”, dördüncü halka “Etkili ileri kardiyovasküler yaşam desteği”, beşinci halka “Entegre kardiyak arrest sonrası bakım” dır.

Kardiyak arrest sonrası sağ kalımı arttırma ve sürdürmede hemşirenin rolü


Hastalarda kardiyak arrest sonrası tekrarlayan aritmiler (Ventriküler taşikardi, Ventriküler fibrilasyon vb.) görülebilmekte olup bu yüzden hastanın monitörize edilmesi gerekmektedir. Hasta ve çevresine toplumun kalp krizinin belirti ve bulguları hakkında eğitim verilerek bilinçlendirilmesi önem taşır. Hasta ve ailesine duygusal destek verilerek hastanın yaşam kalitesinin seviyesi arttırılabilir.

Arrest sırasında hastaların duyma fonksiyonunu etkin olduğundan hasta ile ilgilenirken uygunsuz konuşmalardan ve hareketlerden kaçınmaya özen gösterilmelidir. Resüsitasyon sonrasınde aile bireylerinin olabildiğince çabuk hastayı görmelerine izin verilmelidir ve aileye manevi destek sağlanmalıdır. Kardiyak arrestin yönetiminde hemşireler önemli terapötik rol oynarlar.

Hemşireler hasta ve ailesine eğitim vererek hem korkuyu hafifletebilirler hem de tekrarlayabilecek olan kardiyak arrest belirtilerini öğreterek erken müdahale ile ölümün önlenmesini sağlayabilirler. Eğitimde dikkat edilecek noktalar; hipertansiyon, diyabet gibi kronik durumlar için tedavi planını izlemesi ve düzenli olarak kontrollere gitmesi, sigara içiyorsa bırakması için bilgilendirilmesi, sağlıklı kilonun devam ettirilmesi, düzenli olarak egzersizlerini yapması ve sağlıklı beslenmesinin önemi vurgulanmalıdır.