29 Kasım 2018 Perşembe
Basınç Yaralarını Önlemede Kanıta Dayalı Uygulamalar
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü “Basınç Yaralarını Önlemede Kanıta Dayalı Uygulamalar” Konferansını Gerçekleştirdi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Hemşirelik Bölümü “Basınç Yaralarını Önlemede Kanıta Dayalı Uygulamalar” Konferansını herkesin katılımına açık olarak gerçekleştirdi. Üniversitemizin UBYO Konferans salonunda 28.11.2018 tarihinde gerçekleşen konferansımıza Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Sayın Dr. Öğr. Üyesi A. Yüksel BARUT, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Sayın Öğr. Gör. A. Mücella SOYDAN, Hemşirelik (Türkçe) Bölüm Başkanı Sayın Dr. Öğr. Üyesi Canan ÖRÜKLÜ, Hemşirelik (İngilizce) Bölüm Başkanı Sayın Dr. Öğr. Üyesi Funda KARAMAN, Hemşirelik Bölümü Öğretim Elemanları ve Hemşirelik Öğrencileri katılım gösterdi. Konferansa Fransız Lape Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Uzm. Hemşire Banu KATRAN konuşmacı olarak katılmıştır. Marmara Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi mezunu olan Sayın KATRAN 18 yıllık Mesleki hayatında uzun süre yoğun bakım hemşireliği yapmıştır. Uzm. Hemşire Katran daha sonra yoğun bakım servis sorumlu hemşiresi olarak görev yapmış ve bununla beraber Hemşirelik Hizmetleri Müdürü görevlerinde bulunmuştur. Son 6 yıldır çeşitli hastanelerde Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü yapan Katran şu an Fransız Lape Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü ve Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmekte olup basınç yaraları ile ilgili çalışmaları vardır. Konuşmacımız konuşmalarının başında basınç yaralarını önlemekte hemşire meslektaşlarına ne kadar önemli görevler düştüğünden söz etmiştir. Basınç yaralanması, herhangi bir vücut bölgesine, aralıksız ve uzun süren bası sonucu meydana gelen iskemi (kan akımı duran dokunun oksijen ve besinsiz kalması sonucu meydana gelen renk değişikliği, hasar), hücre ölümü ve doku nekrozudur. Basınç yaralarının en çok görüldüğü hasta grubunun yoğun bakım hastaları olduğunu vurgulayan konuşmacımız bu tür yaralanmaların hasta maliyetlerini, hastanın hastanede kalış süresini ve hastaların yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilediğini ifade etti. Basınç yaralarının önlenmesinde hemşirelik bakının çok önemli olduğunu söyleyen konuşmacımız bu yaralanmalar durumunda hemşirelik bakımının da kanıta dayalı bir şekilde yapılması ve kanıt temelli uygulamaların bu tür yaralarda iyileşmeyi hızlandırdığına vurgu yaptı. Amerika’ da görülme sıklığının 1.3 ile 3 milyon arasında olduğunu söyleyen konuşmacı maliyetinin de yaklaşık 2.2 ile 3.6 milyar dolar arasında değiştiğini ifade etti. Sağlık bakım maliyetlerinin düşürülmesi açısından basınç yaralarının önlenmesi gerektiğini söyleyen konuşmacımız “ Burada siz hemşirelere çok iş düşüyor bu yaralar önlenebilir yaralar biz hemşireler kanıt temelli uygulamalar doğrultusunda bakımımızı gerçekleştirirsek bu yaraları önler ve hastalarımızın yaşam kalitesini arttırabiliriz” diye konuştu. Türkiye’ deki sıklığının tam olarak bilinmediğini söyleyen konuşmacımız, Türkiye’de yapılan bazı çalışmalarda hastanede yatan yoğun bakım hastalarının % 63’ üne yakının bu risk altında olduğunun saptandığını ifade etti. Aynı hastaların %41’ inde basınç yarası geliştiğinin saptandığını belirtti. Özellikle yatağa bağımlı hasta grubunda görülme riskinin daha çok olduğuna değindi. Ayrıca basınç yaralarının geliştiği hasta gruplarında enfeksiyon sebebi ile ölüm riskinin 4.5 Kat daha fazla olduğuna vurgu yapan Uzm. Katran bu tür yaraların %95’ inin de vücudun alt bölümünde geliştiğinin altını çizdi. Kanıta dayalı hemşirelik uygulamaları; bakım verilen kişi, grup ya da ailenin gereksinimleri ve tercihleri göz önünde bulundurularak; bakımın, teori kaynaklı ve bilgiye dayalı olarak planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesidir. Hasta ve ailelerin çok yönlü gereksinimlerini karşılamada, en yüksek bakım kalitesini sağlayan sistematik bir yaklaşımdır. Kanıta Dayalı Hemşirelik uygulamalarından bahseden Uzm. Hemşire Katran Sağlık Bakım Hizmetlerinin sunumunda; mevcut kaynakların en etkin biçimde kullanılması, birey ve toplumun mümkün olan en iyi düzeyde fiziksel, çevresel, kültürel ve psikososyal sağlığının sağlanması ve sürdürülmesinin büyük önem arz etmekte olduğunu belirtti. Bu hedef doğrultusunda klinik sağlık bakım hizmetlerinin sunumunda giderek artan maliyet ve etkinlik, kanıta dayalı uygulamaların kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda sağlık bakım hizmet sunumunda görevli olan hemşirelerin ve siz hemşire adaylarının bu uygulamaları bakımlarında ve hemşirelik uygulamalarına yansıtması gerekmektedir diye konuştu. Basınç yaralarının evrelerine de değinen konuşmacımız, bu yaraların evrelendirilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Evreler ilerledikçe kanıta dayalı hemşirelik uygulamalarının da değişkenlik gösterdiğine ve bu evreleri en iyi tanıyan meslek grubunun hemşirelik meslek grubu olduğuna değindi. Konferansın sonunda kanıta dayalı hemşirelik uygulamalarından ve hasta risk durum değerlendirilmesinin öneminden bahseden konuşmacımız konuşmalarını şu sözlerle noktaladı “Basınç yarası oluşumunun engellenmesi için hastanın değerlendirilmesi sırasında risk durumunun en uygun ölçeklerle saptanması ve kanıta dayalı önleyici girişimlerin uygulanması çok önemlidir. Bu uygulamaların sizler tarafından yapılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Siz geleceğin Hemşireleri olarak kanıta dayalı uygulamaları mesleğinizin vazgeçilmez uygulamaları haline getirin ve kanıt bilimin temelidir. Hemşirelik bilime dayalı uygulamalı bir meslektir. Bu uygulamalarda bizim mesleğin temellerini oluşturmaktadır” diye konuştu. Başarı ile noktalanan programda konuşmacımıza teşekkür ve plaket takdimi yapıldı. Plaket takdimini Üniversitemiz adına Sağlık Bilimleri yüksek okulu Müdürü Sayın A. Yüksel BARUT gerçekleştirdi. Konuşmacımıza okulumuz adına teşekkürlerimizi sunar meslek ve eğitim hayatında başarılar dileriz.