‘’Doğa! En küçük bir çaba harcamadan ve mükemmel bir kusursuzlukla en basit maddeden son derece farklı şeyler yaratıyor; hepsinin üzerine de ince bir tül örtüyor. Yarattığı her bir parçanın kendine has özellikleri, her bir durumun ayrı açıklaması var; ama sonuçta hepsi birlikte bir bütünü oluşturuyorlar.’’ GOETHE
Günümüzde çoğumuzun içinde bulunduğu hızlı yaşam temposu, sahip olduğumuz ileri teknoloji ürünü elektronik aletler, zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz kapalı mekanlar, bizi doğadan gitgide uzaklaştırmaktadır. Gerçek olan şu ki, hepimiz doğanın bir parçasıyız. Günümüz insanı, kendi köklerini aramanın ve keşfetmenin önemini kavrayıp bu yönde adımlar atmaya başladıkça, sadece oturup doğayı dolaylı olarak seyretmek de ona yetmez olmaktadır. Artık insanlar doğayla daha
aktif olarak ilgilenmek istemektedirler. Doğanın bizim üstümüzde bu kadar büyük bir güce sahip olmasına rağmen, insanoğlu çevreyi kendi gereksinimlerine göre düzenleme işini biraz abartmış görünmektedir. Yapılan araştırmalar, insanın yaşamının tamamına yakınını kendi oluşturduğu bir anlamda yapay ortamlarda geçirdiğini göstermektedir. Özellikle yeni yetişen neslin doğayla ilgili sorulara verdikleri yanıtlar, bu durumun boyutlarını iyice belirginleştirmektedir. Çocuk ve gençlerin yalnızca üçte biri beş değişik ot ismi sayabilmekte, yalnızca yedide biri beş kuş çeşidini söyleyebilmektedir. Birinci sınıfa giden çocukların %70’i ördeğin rengini sarı zannetmektedir. Gençler, diğer yaş grupları ile karşılaştırıldığında, doğa ile en az ilgilenen gruptur. Bu gruptan doğa ile ilgili, çok hoşlarına giden bir yaşantılarını anlatmaları istendiğinde, yalnızca %50’si anlatacak bir yaşantı bulabilmişlerdir.
Arboretum kelime anlamıyla çok çeşitli ağaç ve ağaççıkların bulunduğu, bu amaçla özel olarak hazırlanmış botanik bahçesi demektir ve Atatürk Arboretumu’nda, kurulduğu günden bugüne yurtdışı bağlantıları ile Türkiye’de bulunmayan bitkilerin dahi burada yetiştirilmesi için özenle çalışılmaktadır. Buna ek olarak arboretum ile yurtdışından tohum değişimi yapılarak bitki çeşitlendirmesine çok önem verilmektedir.
‘’Doğaya egemen olmasını bilmeyen yaratıklar, varlıklarını koruyamamışlardır. Doğa onları, kendi unsurları içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten çekinmemiştir diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü haftasında olduğumuz şu günlerde, kendi adını 100. Yaş günü sebebiyle 1982’den beri taşıyan ‘Atatürk Arboretum’a gezi düzenleyen İGÜ Genç Tema Kulübü, Arboretum’un her adımında Atatürk’ü sevgi, saygı ve minnetle anmış oldu.
‘İGÜ Genç Tema Kulübünün’ düzenlediği geziye İstanbul Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Barut’un değerli katılımlarının yanı sıra Kulüp Danışmanı Öğr. Gör. Çağıl Ertürk, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu değerli öğretim görevlileri, ve okulun farklı bölümlerinden 80 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen geziye üniversitenin temin ettiği servis ile ulaşım sağlandı.
TEMA’ya ve doğaya gönül vermiş İGÜ öğrencileri de bütün bu el değmemiş güzellikleri keşfetmek üzere 4 Kasım sabahı saat 11.00’da yürüyüşüne başlamıştır. Yol boyunca gördüğü sayısız çeşitteki bitkileri incelemiştir. Arboretum’u ortalayan büyük göl çevresinde fotoğraflar çekmiş ve suyun dingin güzelliğine kapılarak doğayı seyre dalmıştır.
Güzel bir doğa içinde yapılacak sakin ve uzun yürüyüşlerin, çeşitli germe egzersizlerinin insanın ruhsal dengeleri üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir. Şehir içindeki gri binalar, bunların birbirleriyle uyumsuz bir şekilde bir araya gelmeleri, düzensiz yapılanma, insanın algılama yeteneğini olumsuz olarak etkilemektedir. Buna karşılık, doğa içindeki ağaçlarla dolu bir ortamda bulunmak insanın her şeyi üç boyutlu olarak algılayabilme şansının da büyük önemi olduğundan kişinin kendisini çok daha özgürleşmiş hissetmesini sağlamaktadır. Bunun bilincinde olarak Fizyoterapist Çağıl Ertürk, doğa ile iç içe öğrencilere doğru egzersiz yapılması konusunda önderlik etti. Öğrenciler doğanın kalbinde esneme egzersizleri ve ardından meditasyon yaptılar. Bilindiği üzere; bilimsel bir zihin dinlendirme tekniği olan meditasyon, derin bir şifa yöntemi olup, bulunduğumuz yüzyılda iş, okul ve özel hayatımızda stresi azaltma, stres yönetimi, verimlilik ve yaratıcılık artışı için kullanılan en önemli ve en etkili araçtır. Öğrenciler Meditasyon sayesinde doğayı örnek alarak kısa bir süre de olsa olayları akışına bırakarak ‘an’da kalabilmeyi tecrübe ettiler. Pazar günlerini evde TV ya da bilgisayar başında geçirerek değil, doğa ile baş başa geçirmiş oldular. Gezi sayesinde ortak bir çatı altında etkinliği gerçekleştirmiş olmanın verdiği birlik ruhu, öğrenciler arasında daha da güçlenmiş ve yine kendi aralarında daha da sosyalleşerek doğanın düzenine uyum sağlamışlardır
Gezi, Arboretum’a hiçbir şekilde yiyecek-içecek götürülmemesi sebebiyle etkinlik kapsamında öğrencilerle Arboretum’a yakın bir yerde yemek yenerek gelecekte yapılmasını istedikleri etkinlikler üzerine planlamalar yaptılar. Keyifli sohbet edip günün yorgunluğunu attılar. Akılda kalan güzel anılarla bir sonraki etkinlikte buluşmayı temenni ederek geziye son vermişlerdir.
