Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon








 Parkinson hastalığında son yıllarda uygulanan fizyoterapi yöntemleri


İstanbul Gelişim Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr. Gör. Gülşah Konakoğlu, fizyoterapi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Konakoğlu, "1817 yılında İngiliz Doktor James Parkinson tarafından tanımlanan Parkinson Hastalığı substansiya nigra ve bazal gangliyonlarda dejeneratif değişiklikler ile karakterize nörodejeneratif bir hastalıktır ve birçok sistemi etkileyebilmektedir. Bu nedenle tedavisi ve takibi zordur" dedi.


Öğr. Gör. Gülşah Konakoğlu, "Parkinson vakalarında birbirinden farklı klinik tablolar olmakla birlikte tremor, rijidite, bradikinezi, postüral instabilite, yürüme problemleri ve konuşma bozuklukları en çok rastlanan bulgular arasındadır. Parkinson olgularında klasik postür, boynun öne doğru bükülü, sırtta kifoz yani kamburluğun olduğu, omuzların öne doğru çıkarak yuvarlaklaştığı, kalça ve dizlerin bükülü olduğu duruştur. Hasta yürürken ya da ayakta dururken, bir veya iki kolunu dirsekten, bacaklarını dizlerden bükme eğilimindedir" dedi.

Öğr. Gör. Gülşah Konakoğlu açıklamalarına şu şekilde devam etti: "Yürümeye başlamadan önce hazırlayıcı hareketleri yapamazlar, bununla beraber yürüme giderek hızlanır ve adımlar küçülür. Kollar ve bacaklarda otomatik hareketler azalmıştır. Yön değiştirme veya durmada zorluk, yürüme sırasında aniden beklenmedik donakalma durumları meydana gelebilir. Parkinson ilerleyici bir hastalık olduğu için hiçbir medikal tedavi kötüleşmeyi engelleyememektedir. Bu nedenle tedavideki ana amaç, hastanın fonksiyonelliğinin artırılması ve mevcut fonksiyonel kapasitenin mümkün olan en uzun süre korunabilmesi ve oluşabilecek ikincil komplikasyonların önlenmesidir."

"Parkinson hastanın durağanlığında artışa ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle hasta aktif ve hareketli olması için cesaretlendirilmeli, hastalığına karşı savaşmada sorumluluk alarak tedavide aktif bir katılımcı olmalıdır. Tedavi bireye özel bulgular, sosyal, mesleki ve emosyonel problemler doğrultusunda bireyselleştirilmelidir. Farklı disiplinler hastanın tedavisinde birbirleriyle iletişim halinde olmalıdır. Multidisipliner ekip içinde fizyoterapistin rolü, egzersizlerle bağımsızlık ve iyilik halini artırarak veya koruyarak yaşam kalitesinin artırılmasıdır. İnaktivite ve düşmenin önlenmesi, fonksiyonel aktivitelerin geliştirilmesi ve aktivite kısıtlılıklarının azaltılmasıyla bu amaçlara ulaşılmaktadır."

"Parkinson hastalığının fizyoterapisinde son dönemde davranışsal eğitimler, sanal gerçeklik uygulamaları, dans terapileri, vücut farkındalığını artırma yöntemleri, pilates egzersizleri, tai -chi ve yoga gibi öğretiler, yürüyüş bandı egzersizleri denge ve yürümeyi geliştirme, postüral düzgünlüğü sağlama gibi amaçlarla sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Tai chi, ruh hali ve stres üzerine ek iyileştirmeler sağlamasıyla birlikte fiziksel antrenman ve koşullanmanın bir kombinasyonu olarak; güç, denge, germe ve nefes eğitiminin birleştirilmesinden kaynaklanan bir egzersiz olması nedeniyle yarar sağladığı düşünülmektedir. Parkinson Hastalığı’nda farklı egzersiz biçimlerinin örtüşmeyen faydaları arttırdığı iddia edilmektedir."

Yoga, Tai chi, qigong, müzik terapi ve akupunktur gibi çok çeşitli alternatif tıp uygulamalarının Parkinson hastalığı için klinik veya teorik faydaları olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar bu tedavilerin çoğunun etkinliği mütevazi diye tanımlanabilecek düzeyde olsa da veya spesifik olmayan etkilerden dolayı, çalışmaların çoğu tedavilerin genel olarak güvenli olduğunu ve standart tedaviye ek olarak kullanımlarını caydırmak için hiçbir neden olmadığını doğrulamaktadırSanal gerçeklik uygulaması ile geliştirilmiş yürüyüş eğitimi, merkezi sinir sistemine bağlı hareket bozukluğu olan kişilerde spatiotemporal ve fonksiyonel parametreleri geliştirmek için etkili bir yöntemdir. Mevcut kanıtlar, sanal gerçeklik uygulaması olmayan antrenmanlara kıyasla, sanal gerçeklik uygulaması ile geliştirilmiş yürüyüş antrenmanlarının yürüyüş fonksiyonunu iyileştirmede daha etkili olduğunu desteklemektedir.

"Dahil edilme kriterlerini karşılayan 45 çalışmada (5 derleme ve 40 deneysel makale), Parkinson hastalığının klasik semptomlarının tedavisi için kullanılan dans ve müzik performansı ile ilgili bulgular analiz edimiştir. Ritmik stimülasyon ve dansın, Parkinson hastalığına sahip olan katılımcılarda motor, bilişsel ve yaşam kalitesi yararları sağladığı tespit edilmiştir. Böylece, ses uyarıcıları ve dans, yürüyüşü, motor kontrolü ve mekansal hafıza gibi bilişsel yetenekleri geliştirerek tatmin edici etkiler sunduğu bildirilmektedir. Ek olarak, bu yeni tedavi yöntemleri yaşlı nüfusu fiziksel egzersiz yapmak, refah oluşturmak ve özgüvene yardımcı olmak için teşvik eder. Sonuç olarak dans ve müzik terapisi müdahalelerinin, yürüyüş ve bilişi destekleyen invaziv olmayan basit tedavi seçenekleri olduğu bildirilmektedirParkinson hastalığına sahip olan kişiler, çift görev (dual task) durumlarına maruz kaldıklarında belirsiz önceliklendirme stratejileri ile motor ve bilişsel görevlerin otomatik olarak bozulmadığını bildirilmektedir."

"Randomize kontrollü bir çalışmadan elde edilen sonuçlar, (single – dual task ile yapılan) zorlu yürüme ve denge eğitimlerinin, yürüme sırasında bilişsel işlevlerin otomatikliğini artırabileceğini göstermektedir. Bu da toplumda kişilerin güvenli bir şekilde ambulasyonunu sağlamakta, dolayısıyla popülasyondaki bağımsızlık ve yaşam kalitesini arttırmada yararlı bir etkisi bulunmaktadır."