Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon








 Obezite ve fizyoterapi


İstanbul Gelişim Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr. Gör. Büşra Terim, "Obezite, vücutta fazla miktarda yağ dokusunun bulunması ile karakterize, birçok kronik hastalığa ve yaşamın erken döneminde mortaliteye sebep olan kronik bir hastalıktır" dedi.


Obezite Nedir?

Obezite, vücutta fazla miktarda yağ dokusunun bulunması ile karakterize, birçok kronik hastalığa ve yaşamın erken döneminde mortaliteye sebep olan kronik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu hastalığı; sağlığın bozulmasına neden olacak şekilde vücutta aşırı miktarda yağ depolanması olarak tanımlamıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sağlık sorunlarının arasında ilk sırada yer almaktadır.

Obezite Varlığı  Nasıl Belirlenir?

DSÖ obeziteyi belirlerken yaygın olarak Beden Kitle İndeksi’ni (BKİ) kullanır. BKİ kişinin vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun (m cinsinden)karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle bulunan değerdir. Ancak BKİ vücuttaki yağ dağılımı hakkında bilgi vermemektedir. Bu nedenle bel kalça oranı ve vücut yağ ölçümleri de yapıldıktan sonra kişide obezite varlığına karar verilmektedir. Kişilerde bel çevresi ölçümü kadınlarda 80 cm, erkeklerde 94 cm ve üzerinde ise hastalık riski ile ilişki olmaktadırlar. Ayrıca vücut yağ dokusunun kadınlarda %30, erkeklerde ise %25’in üzerine çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

VKİ;
 30-34.9 değerleri arasında olursa kişi 1.derece şişman
35-39.9 değerleri arasında olursa 2.derece şişman
>40 değerinde olursa 3.derece şişman kategorilerini oluşturmaktadır.
 
Obeziteye Neden Olan Faktörler Nelerdir? Görülme Sıklığı Ne Kadardır?

Tüketilen besinler ile birlikte vücuda alınan enerjinin, kişinin harcadığı enerjiden fazla olması, vücut yağ kitlesinin artması obeziteye zemin hazırlayan faktörlerdir. Ayrıca yerleşik olmayan yaşam tarzı, yeterince uyumamak, genetik faktörler, hipotalamusun ventro-medial çekirdeklerinde meydana gelen lezyonlar, boş zamanlarda fiziksel aktivite yapmak yerine bilgisayar başında ya da televizyon karşısında vakit geçirmek,  kişilerin fiziksel aktivitelerinin yeterli olmaması, bir yerden başka bir yere giderken yürümeyi ya da bisikleti değil de arabayı tercih etmek, kullanılan bazı ilaçlar, doğum sayısı, yaş, eğitim düzeyi ve bunlar gibi birçok etmen de obeziteye neden olan faktörlerdendir. Kişinin gün içerisinde ekstra 100 kalori alması her yıl 4.5 kg almasına neden olmaktadır ve bu da yıllar içerisinde kişide kilo sorununa neden olabilmektedir.
Önlenebilir ölüm nedenlerinden ilki sigaradır ve bunun akabinde gelen ikinci neden ise obezitedir. Türkiye’de yetişkin kadınlarda obezite görülme oranı; %41,0, yetişkin erkeklerde ise bu oran %20,5’tir. Toplam nüfusun ise %30,3’ünde obezite görülmektedir.

‘’Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010’’ raporuna göre Türkiye’de
0-5 yaş aralığında obezite görülme sıklığı %8,5 (erkekler %10,1 , kızlarda %6,8)
6-18 yaş aralığında obezite görülme sıklığı %8,2 (erkekler %9,2 , kızlar %7,3)
Şeklinde bulunmuştur.
 
Obezite Beraberinde Hangi Sağlık Sorunlarını Getirmektedir?

Temelde endokrin sistemi ve kardiyovasküler sistemi etkileyen obezite vücudun tüm organlarında ve sistemlerinde harap edici etkiye sahiptir. İnme riskini artırdığı, osteoartrit oluşumuna zemin hazırladığı, lenfödeme neden olduğu, astım-uyku apnesi gibi solunum problemlerini tetiklediği, tip 2 diyabet, hipertansiyon, safrakesesi rahatsızlıkları, osteoartrit, mensturasyon düzensizlikleri, kas-iskelet sistemi problemleri, hiperlipidemi, gebelik komplikasyonları, hirsutismus (aşırı kıllanma), hiperinsülinemi hastalıklarının görülme riskini artırdığı kanıtlanmıştır. Obezite; yalnızca fizyolojik değil birçok psikolojik problemi de beraberinde getirmektedir. Toplum tarafından dışlanma, erken yorulma ve eklem ağrıları nedeniyle birçok fiziksel aktiviteyi yapamama kişilerde bir süre sonra depresyonu ortaya çıkarmakta ve çevrelerinden tamamen soyutlanmalarına neden olmaktadır. DSÖ, obezite ve kanser arasında anlamlı bir ilişki olduğunu söylemektedir. Neden olduğu hastalıklarla birlikte birçok ülkenin sağlık harcamalarında ilk sırada yer almaktadır.
 
Obezite Tedavisi Nasıl Olmalıdır? Fizyoterapistler Olarak Tedavinin Hangi Bölümünü Oluşturmaktayız?

Obezite tedavisinde fizyoterapist, hekim, diyetisyen ve psikologtan oluşan bir ekip görev almaktadır. Bu ekibin öncelikli hedefi toplumda obezite oranını en aza indirgemek hatta ortadan kaldırmaktır. Bunun için bireyler çocukluk çağından itibaren eğitilmeli, bilinçlendirilmelidirler. Aileler, çocuklarla ilgili olan tüm meslek grupları da bu konu hakkında yeterince bilgiye sahip olmalı, özellikle yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite alanlarında bilgilendirilmelidirler.
Obezite tedavisinde öncelikle kişinin kararlılığı, tedavi süresi boyunca etkin bir şekilde katılımı gerekmektedir. Çünkü tedavi süreci uzun, zorlu ve devamlılık isteyen bir süreçtir. Tedavide gerçekçi bir hedef belirlenmeli ve kişiye dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Egzersiz tedavisi, diyet tedavisi, farmakolojik tedavi, psikolojik tedavi ve cerrahi obezite tedavisinin alt başlıklarını oluşturmaktadır. Fizyoterapistler temel olarak egzersiz tedavisi içerisinde rol almaktadırlar ancak obezitenin neden olduğu kardiyo-vasküler sistem hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları ve  dolaşım sistemi hastalıklarında da tedaviyi şekillendirmektedirler.

Fiziksel aktivite; vücuttaki yağ dokusunun azalmasını sağlamakta, diyet ile birlikte yapıldığında kas kütlesi kaybını önlemektedir. Yetişkinlerin her gün orta şiddette 30 dakika egzersiz yapması gerekmektedir. Yürüyüş, direnç egzersizleri haftanın en az beş günü ve günde 20-30 dakika olacak şekilde planlanmaktadır. Egzersizlerin türü, sıklığı, süresi ve şiddeti bireylere özgü olacak şekilde düzenlenmektedir. Obez bireylerin sahip oldukları hastalıklar da dikkate alınarak gün içerisinde mümkün olduğunca aktif olacakları şekilde fizyoterapistler tarafından egzersiz reçeteleri yazılmaktadır. Egzersizler sadece kilo vermelerine yönelik değil, vücutlarında oluşmuş diğer deformitelerin de ortadan kaldırılmasına yönelik hazırlanmaktadır.