Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Çocuk Gelişimi (İngilizce)








 Türkiye'de Özel Eğitim


Özel eğitim, yetersizliği olan çocuklara sağlanan, bireysel olarak planlanmış ve bireyin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen eğitim hizmetlerinin bütünüdür. Özel eğitim ilk olarak 1889 yılında başlamış, Millî Eğitim Bakanlığı 1951 yılında özel eğitim hizmetlerini, ilköğretim düzeyinde başlatmış ve İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde örgütlemiştir.


Özel eğitime ihtiyacı olan birey: Çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyde anlamlı farklılık gösteren birey (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği).

Birleşmiş Milletlerin rakamlarına göre, dünyadaki 500 milyon kadar engelli insan bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin hayatlarında bir çeşit engelle doğrudan ya da dolaylı olarak karşı karşıya olduğunu belirtilmektedir. Dünyadaki engellilerin yüzde 80‟i düşük gelirli ülkelerde yaşamaktadır ve temel hizmetlere ulaşamamaktadır.

  Unesco tarafından yapılan araştırmalara göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık %10 unun engelli olduğu bilinmektedir. Bu veriler ışığında, ülkemizde yaklaşık 7-8 milyon engelli olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.

Devlet İstatistik Enstitüsü‟nün 2003 yılında yapmış olduğu araştırmalara göre ülkemiz nüfusunun %12‟si engelli kişilerden oluşmaktadır. 
  Genellikle toplumdan soyutlanmış olarak yaşayan ve öz bakımlarında yetersiz kalan engelli çocuklar için kapsamlı bir eğitim verilmesi önem taşımaktadır (Ulutaşdemir, 2007).

Özel eğitim, ortalama öğrenci özelliklerinden önemli ölçüde farklılaşan öğrencilere sağlanan, bireysel olarak planlanmış ve bireyin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen eğitim hizmetlerinin bütünüdür ( Doğru, 2009). 

  Özel eğitim gerektiren, diğer bir deyişle özel gereksinimli öğrenciler, genellikle şu gruplarda toplanmaktadır. Zihin engelliler, öğrenme güçlüğü gözlenenler, duygu ve davranış bozukluğu olanlar, bedensel yetersizliği olanlar, konuşma ve dil sorunu olanlar, işitme engelliler, üstün zekâlılar ve üstün yeteneği olanlar.
Türk mili eğitimini düzenleyen temel esaslar doğrultusunda özel eğitimle ilgili temel ilkeler şunlardır: Özel eğitim gerektiren tüm bireyler, ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır. Özel eğitime erken başlanılır. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri, sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür. Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitimsel performansları dikkate alınarak amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarmalar yapılarak, diğer bireylerle birlikte eğitilmelerine öncelik verilir. Özel eğitim gerektiren bireylerin, her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılır. Özel eğitim gerektiren bireyler için, bireyselleştirilmiş ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır. Ailelerin özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır. Özel eğitim programları geliştirilir. (T.C Milli Eğitim Bakanlığı, 2001)

  Türkiye’de özel eğitim ilk olarak 1889 yılında İstanbul Ticaret Mektebi bünyesinde, işitme ve görme engelliler için açılan okulla başlamış, bu okul 30 yıl eğitim vermiştir. Sonra 1921’de Özel İzmir Sağırlar-Körler Okulu açılmış ve 1950 yılına kadar eğitim vermiştir.
  Özel eğitim hizmetleri 1951 öncesinde Sağlık Bakanlığı ile özel dernekler aracılığı ile sürdürülmekteydi. Millî Eğitim Bakanlığı 1951 yılında özel eğitim hizmetlerini, ilköğretim düzeyinde başlatmış ve İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde örgütlemiştir. Örgütlenme 1980 yılında Özel Eğitim Genel Müdürlüğü, sonradan Özel Eğitim ve Rehberlik Dairesi, 1992 yılında 3797 sayılı Millî Eğitim 27 Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla Özel Eğitim Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü olmuştur.
  Türkiye’de 2008-2009 eğitim-öğretim yılında kaynaştırma eğitimi alan öğrenci sayısı; özel eğitim sınıfında 13.015, ilköğretimde normal eğitim sınıflarında 42.647, ortaöğretim normal eğitim sınıflarında 2.663 olmak üzere toplam 58.325’tir. (MEB 2008-2009 Yılı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kurum Sayıları).
Türkiye’de özellikle son 10 yılda erken özel eğitime duyulan ilgi artmıştır. Erken özel eğitim hizmetlerinin artmasında, üniversitelerin erken eğitim programlarına (KAEEP, Portage, AÇEV Anne Çocuk Eğitim Programı) ve değerlendirme araçlarına (Denver Gelişimsel Tarama Testi, GEÇDA, KAEEP ve Portage) yönelik yapmış oldukları araştırmaların rolü büyüktür.
KAYNAKÇA
Ulutaşdemir, N. (2007). Engelli çocukların eğitimi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi2(5), 119-130.
DOĞRU, S. S. Y. (2009). Özel eğitimde kullanılan alternatif programlar (Montessori yaklaşımı). TÜBAV Bilim Dergisi2(1), 107-116.