İnsanoğlunun var oluşundan bu yana sürdürdüğü bir eylem olan oyun yaşamla birlikte başlamakta, yaşamın her döneminde farklılaşarak ve gelişerek devam etmekte; farklı ilgilerin ve gereksinimlerin en doyurucu kaynağı olarak her zaman önemini korumaktadır (Tuğrul, 2010).
Çocukların doğdukları andan itibaren başlayan oyun etkinlikleri onların bıkmadan ve usanmadan yaptıkları, belli becerileri geliştirici ve pekiştirici bir araçtır. Zenginleştirilmiş, doğal, zaman zaman da yapılandırılmış bir öğrenme ortamı olan oyun, çocukluk yıllarının en değerli gelişimsel fırsatı ve doğal parçasıdır (Spodek & Saracho, 2003). Çocuklar oyun oynayarak dünyayı anlamaya çalışmakta; kızgınlık, mutluluk, üzüntü gibi duygularını genellikle kendi doğal iletişim dilleri olan oyunla ifade etmektedir (Landreth, Homeyer & Morrison, 2006). Bu anlamda oyun, çocuğun çeşitli gelişim alanlarını destekleyen bir etkinliktir (Sevinç, 2004).
Çocuğun gelişim ve eğitiminde oyunun önemi çok büyüktür. Çocuk yaşamı için gerekli olan birçok davranış, bilgi ve becerileri oyun ortamında öğrenmektedir. Oyun kavramının birçok tanımı yapılmıştır. Bunlardan bazıları:
- Oyun çocuğun kendisini ifade etmesidir.
- Oyun sonucu düşünülmeden yapılan hareketlerdir.
- Oyun çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları kendi deneyimleri ile öğrenmesi yöntemidir.
- Oyun çocuğun işidir.
- Oyun bir uyumdur.
- Oyun hayal ile gerçek arasında bir köprüdür.
- Oyun bir sosyal kuruluştur.
- Oyun, çocuğun iç dünyasını yansıtan bir aynadır.
- Oyun, çocuğun kişiliğinin gelişimini sağlayan en ideal bir ortamdır.
- Oyun, çocuğu yetişkin yaşamına hazırlayan son derece önemli bir araçtır.
- Oyun, çocuğun sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir arenadır (Uluğ, 1997).
Oyunla ilgili yapılan pek çok tanımın ortak noktası, oyunun çocuğun öğrenme dili ve kişisel keşif alanı, çocukluğun gücü; çocuk için önemli ve gerekli olduğudur. Oyun, çocuğun kendisi ve dünya hakkında bilgi edinmesine ve farkındalık kazanmasına rehberlik eden gelişimsel kolaylaştırıcıdır. Çocuğun oyun oynama davranışını çocuğun yaşı, oyun ortamı/alanı, öğretmen ve oyuncaklar (oyun materyalleri) gibi öğeler etkilemektedir (Saracho, 2002). Bu öğelerden biri olan oyuncaklar çocukların yaşamında önemli role sahiptir. Çocuk oyun oynarken genellikle oyundaki rolüne uygun gerçek bir nesne ya da bu nesnenin yerini alabilecek bir eşyaya ihtiyaç duyar. Bunlara genel olarak oyuncak denir. Oyuncak; gelişim basamakları boyunca çocuğun hareketlerine düzen getiren, zihinsel, bedensel ve psikososyal gelişimine yardımcı olan, hayal gücünü ve yaratıcı yeteneklerini geliştiren tüm oyun malzemeleridir.
Oyun ve onun aracı oyuncak çocuğun hayatının önemli bir kısmını oluşturur; kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat yaratarak onu erişkin dünyasına hazırlar. Oyuncak, sözlüklerde oynayıp eğlenmeye yarayan her şey olarak tanımlanmakta; oyun ise vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence ile özetlenmektedir. Ancak çocuk gelişimi açısından ele alındığında oyuncak ile anlam açısından ayrılmaz bir parçası olan oyunu, yalnız eğlence olarak nitelemek yetersiz kalmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, oyun çocuğun hiçbir dış baskı etkisinde kalmadan kendi isteği ile giriştiği tüm etkinliklerdir. Oyuncak ise bir ayağı düş dünyasında diğer ayağı ise gerçek dünyada bir köprüdür (Egemen, Yılmaz ve Akil, 2004).
Oyuncaklar yapıldıkları döneme ilişkin çeşitli kültürel (tarihsel, ekonomik, sosyal) özellikleri yansıtmasının (Çelebi, 2007) yanı sıra oyuncak kavramı ve oyuncak endüstrisi, içinde bulunulan dönemle ilişkili olarak gelişim göstermiştir. 1880’li yıllardan itibaren oyuncak endüstrisinde büyük gelişmeler yaşanmış, ‘çocuk gelişimine uygun oyuncak’ düşüncesi öne çıkmıştır. 1990’lı yıllardan itibaren ‘eğitimsel oyuncak’ önem kazanmış, çeşitli kavramları geliştirmede yardımcı materyaller olarak kullanılmaya başlanmıştır (Sutton & Smith, 1986 Akt: Kim, 2002). Oyunlar için araç konumunda ve çocuk oyunlarının ayrılmaz parçası olan oyuncaklar çocukların sosyal ve bilişsel becerilerini uyarıcı oyunlar için zemin oluşturmanın (Blakemore & Centers, 2005) yanı sıra çocukların oyun yönelimleri ve oyun teması üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Oyuncaklar, çocukların farklı beceriler kazanmasında ve bunları geliştirmesinde, taşıdıkları özellikler temelinde farklı düzeylerde katkı sağlamakta ve etkili olabilmektedir.
Bu nedenle ailelerin ve uzmanların oyuncak seçiminde dikkat etmeleri gereken bazı esaslar vardır (Pehlivan, 2005).
Oyuncaklar;
Çocuğun yaşına uygun olmalı
Çocuğun gelişim düzeyine uygun olmalı
Çocuğun ilgi, istek ve ihtiyaçlarına uygun olmalı
Çocuğun farklı gelişim alanlarını geliştirmeye yönelik olmalı
Farklı türdeki oyunlarda farklı amaçlarla kullanılabilme özelliğine sahip olmalı
Yaratıcı faaliyetleri teşvik edici olmalı, hayal gücünü uyarabilmeli
Yetişkinin yaptığı işlerde çocuğun da beceri kazanmasına yardımcı olmalı
Çocuk tarafından güvenli şekilde kullanılabilecek türde olmalı (boyası çıkan, sivri köşeli, kolay kırılabilen-dağılabilen, cam veya plastikten yapılmış, metal parçalar içeren oyuncaklar seçilmemeli)
Çocuklarda saldırganlık duygularını ortaya çıkarıcı türden (tabanca, tüfek, kılıç gibi) olmamalı
Kil, su, kum, plasterin, ahşap gibi doğal malzemelerden yapılmış olmalıdır.
KAYNAKÇA
Çelebi, D. B. (2007). Türkiye ve Azerbaycan’daki çocuk oyunları ve oyuncaklarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Muğla.
Landreth, G., Homeyer, L. & Morrison, M. (2006). Play as the language of children’s feelings. Play from birth to twelve. Contexts, perspectives and meanings. (Edt: D. P. Fromberg & D. Bergen). New York, NY: Routledge. pp. 47–52.
Pehlivan, H. (2005). Oyun ve öğrenme. Ankara: Anı Yayıncılık.
Saracho, O. N. (2002). Developmental play theories and children’s pretend play. Contemporary perspectives in early childhood curriculum. (Edt: O. N. Saracho & B. Saracho). Greenwich: Information Age Publishing. pp.41-62
Sevinç, M. (2004). Erken çocukluk gelişimi ve eğitiminde oyun. Ankara: Morpa Kültür Yayınları.
Spodek, B. & Saracho, O. N. (2003). Early childhood educational play. Contemporary perspectives on play in early childhood education. Edt: O. N. Saracho & B. Spodek). United States of America: Age Publishing Inc. pp. 171-179
Tuğrul, B. (2010). Oyun temelli öğrenme. Okul Öncesinde Özel Öğretim Yöntemler. (Ed. R. Zembat). Ankara: Anı Yayıncılık. ss. 187-220
Uluğ, M. (1997). Niçin Oyun? Göçebe Yayınları