Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Çocuk Gelişimi (İngilizce)








 Medya ve Çocuk


"Medya" kelimesi, Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünde; "büyük iletişim ve yayın organlarının bütününe verilen ad ve iletişim ortamı, iletişim araçları, kitle iletişim araçlarının tümü" olarak tanımlanmaktadır (TDK 2005). En geniş anlamıyla medya, iletişimin yer aldığı her türlü ortamı ve iletişim sırasında kullanılan her türlü aracı kapsamaktadır.


Son yıllarda "Basın" kelimesi yerine kullanılan "Medya" kelimesi, "kitle iletişim araçları" olarak da literatürde anılmaktadır. Kitle iletişim araçları genel bir yaklaşımla yazılı ve sözlü medya olarak ayrıma tabi tutulmuştur. Bu ayrıma göre, gazete, dergi, kitap gibi basılı yayınlar "yazılı medya", radyo ve televizyon (TV) ise "sözlü, görsel, işitsel medya" olarak nitelendirilmektedir. Öte yandan bilgisayar kullanımı ve dolayısıyla internet ortamında yapılan yayıncılık da hızla gelişme gösterdiğinden, "dijital medya" da kitle iletişim araçları arasına alınabilir (Özdiker 2003).Toplumsal yapı içerisinde önemli yerleri olan medya araçlarının genel ve ortak görevleri;
- Haber vermek, eğitmek, eğlendirmek,
- Kamuoyu oluşturmak,
-Bilgilendirmek ve sosyalleştirmek,
-Dil ve zihin gelişimini teşvik etmek,
-Çocuğun kültürünü geliştirmek,
- Çocuğun ilgi ve yaşam alanlarını geliştirmek,
- Çocuğun estetik zevklerini geliştirmek,
- Dışımızda meydana gelen olayları görmek, duymak, algılamak,
- Siyasal sürece katılma ve denetlemeyi sağlamak,
-Toplum birimleri arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına imkan hazırlamak suretiyle milli birlik ve beraberliği sağlamak,
- Kültürün nesilden nesile aktarımını sağlamak,
-Mal ve hizmetlerin tanıtılmasına ve satılmasına yardım etmek,
-Toplum içi ve toplumlararası kültür ve alışverişine yardımcı olmak,
- Aile bireylerini bir araya toplayarak aralarında yeni ortak bilgilerin doğmasını sağlamak,
-Çocukların inanç, değer, davranış ve tutumlarının oluşumunda anne-babadan sonra en önemli rolü oynamak sayılabilir (Özdiker 2003).
Tüm medya araçlarının çocuk gelişimi ve ruh sağlığı üzerine etkileri güncel bir merak konusu haline gelmektedir. Televizyonun ve son yıllarda internet ve bilgisayarın günlük yaşamın bir parçası olarak hayatlarımıza girmesi, çocukların bu araçları kullanımı ile ilgili pek çok soruyu da beraberinde getirmektedir. Önerildiği şekilde kullanıldığında, bu araçların çağı yakalamak ve hızlı öğrenmek adına çocuk gelişimine katkıları yadsınmamalıdır, ancak güncel çalışmaların çoğu TV, bilgisayar ve internetin genellikle önerilen amaçların dışında ve aşırı kullanıldığına dikkat çekmektedir. Çocuk ve gençler için bilgisayar ve internet oyunları önerilmeyen kullanım şekilleridir.  Buna karşın, 1254 ergeni içeren bir çalışmada, bunların sadece 80’inin son 6 ay içinde internette oyun oynamadığı, erkeklerin %67.8’inin kızların ise %29.2’sinin internette düzenli oyun oynama alışkanlığı olduğu bildirilmiştir (Olson ve ark. 2007). Yine uygun olmayan bir amaçla ve aşırı sürelerde medya kullanınımın beden ve ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileri pek çok çalışma tarafından vurgulanmaktadır. Duygu durum bozuklukları, yıkıcı davranım bozuklukları, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, beslenme bozuklukları, obezite ve epileptik nöbetler medya kullanımı ile ilişkisi gösterilmiş klinik durumlardır (Chan ve Rabinowitz 2006, Nelson ve ark. 2006, Young ve Rodgers 1998, Chuang 2006). Tanımlanan pek çok riske rağmen, ebeveynler nâdiren çocuklarının TV izleme, oyun oynama alışkanlıklarının ve bunların içeriğinin farkındadırlar (Funk ve ark. 1999). Bilgisayar ve internet kullanımın eğitimin bazı alanlarında fayda sağlayacak fikrini destekleyen çalışmalar bulunmaktadır (Kaveri ve ark. 2000). Buna karşın, çoğu çalışma bilgisayar ve internet kullanımının ders başarısında düşme ve okul devamsızlığı ile ilişkisini gözler önüne sermektedir. Bu riskler de yine önerilenden daha sık ve önerilen amaçların dışında (oyun-internet gevezeliği gibi) kullanan kişiler için geçerlidir (Young 1999, Kubey ve ark. 2001, Chou ve Hisao 2000, Young 1998, Kraut ve ark. 1998, Scherer 1997, Morahan-Martin ve Schumacher 2000). Çocukların odasında TV ve bilgisayar bulunmasının ailenin denetimini zorlaştırması, daha fazla uyku ve eğitim sorunuyla sonuçlanması gibi nedenlerle uygun olmadığı düşünülmektedir. Ebeveynlerin çocuklar› ile birlikte televizyon izlemesi ya da bilgisayar kullanmasının, bu araçların çocuk gelişiminde işe yarar olması için en etkili yol olduğu bildirilmektedir. Bu uygulamanın amaca ulaşması için izlenen veya öğrenilen şeylerin çocukla tartışılması gerekmektedir (Barkin ve ark. 2006).
 
Televizyon ve internet günümüzde yetişkinle çocuk arasındaki etkileşimi temelden etkilemiştir (Sevinç, 2005). Çocukların sahip olduğu merak duygusu ve yetişkinlerin deneyimi, arada kurulan iletişimin güç kaynağıyken günümüzde çocuklar merak duygularını internet üzerinden elde ettikleri bilgilerle gidermeye çalışabilmektedirler. Televizyon ve şimdilerde internet, çocukların ilgilerinde belirgin değişimler yaratmıştır. Ancak en önemlisi, çocukların kimi zaman kendi istekleri ile kimi zaman da yetişkinlerin izleme tercihleri nedeniyle karşı karşıya kaldıkları çeşitli medya içerikleri, çocukları yetişkinlerin başa çıkmada zorlandıkları bir kaygı dünyasına taşımaktadır. Bu anlamda etkileri, çocuklarda kültürel kırılma ve ilgilerde kaymanın ötesine uzanmaktadır. Zira insanlar, genellikle televizyonda normal olanın gösterildiğine inanmakta ve buna bağlı olarak televizyonda gördüklerinden oldukça etkilenmektedirler (Menendz-Alarcon, 1993). Televizyon aracılığıyla, sürekli tekrarlarla sunulan ve genellikle kaygı uyandıran haber içeriklerine ve görüntülere kolektif olarak maruz kalınmaktadır.