Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 Türkiye'de Obezite


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi'nde obezite prevalansı, obezite oranı düşük olan ülkeler de dahil olmak üzere 1980'lerden beri üç kat artmıştır.


Obezite ve artmış vücut ağırlığı, salgın haline gelen, dünya çapında ciddi sonuçlarla ilişkilendirilen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi'nde obezite prevalansı, obezite oranı düşük olan ülkeler de dahil olmak üzere 1980'lerden beri üç kat artmıştır. Artmış vücut ağırlığı ve obezite, kronik hastalıkların ve mortalitenin gelişimi için başlıca risk faktörüdür. Obezite prevalansındaki bu sürekli artışın önemli sağlık etkileri vardır. Obezite, kardiyovasküler hastalık (KVH), hipertansiyon, tip 2 diyabet ve bazı kanserler de dahil olmak üzere bir dizi kronik hastalık riski ile ilişkiliyken, artmış vücut ağırlığı diyabet riskinin artmasıyla ilişkilidir (Tip 2 diyabet).

Artmış vücut ağırlığı ve obezite aynı zamanda Türk yetişkinlerinde de büyük bir sağlık sorunudur. Obezitenin prevalansının artması, yaşam tarzındaki değişikliklerden (özellikle düşük fiziksel aktivite) ve beslenme alışkanlıklarından (bölgesel enerjisi yoğun besinler) etkilenmektedir. Türk erişkin popülasyonunda obezite ve aşırı kiloluluk prevalansının sırasıyla % 16.1-35.9 ve % 37.0-41.9 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Besin Tüketimi ve Sağlık ile ilgili son Türkiye Ulusal Araştırmaları 1974 ve 1984'te yapılmıştır. Son yapılan anket, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TNHS) -2010, Türkiye'de insanların beslenme ve sağlık durumlarının bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük ve en ayrıntılı araştırmadır. TNHS-2010, diyet alımı, klinik ve biyokimyasal değişkenler dahil fiziksel muayene, fiziksel aktivite durumu ve antropometrik ölçümler hakkında ayrıntılı bilgi sağlar.

Metot: Yetişkinler için prevalans verileri (9820 yetişkin, 19-65 yaş) Ulusal Beslenme ve Sağlık Araştırması'ndan (2010) özelleştirilmiş verilerdir. Vücut ağırlığı, boy uzunluğu, bel ve kalça çevresi ölçülmüş ve vücut kütle indeksi (BKİ), bel-kalça oranı hesaplanmıştır. BKİ (kilo-kg / boy-m2), bel çevresi (cm) ve bel-kalça oranı WHO kriterlerine ve önerilerine göre sınıflandırılmış ve değerlendirilmiştir.

Bulgular: Tüm yaş grupları için BKİ, erkeklerde 26.4 ± 4.5 kg / m2, kadınlarda 28.9 ± 6.4 kg / m2 olarak saptanmıştır. Genel olarak, fazla kilolu ve obez yetişkinlerin prevalansı sırasıyla % 34.6 (erkeklerde % 39.1, kadınlarda % 29.7) ve % 30.3 (erkeklerde% 20.5, kadınlarda% 41.0) olarak bulunmuştur.
51-64 yaş arasındaki yetişkinlerin obez olma olasılıkları daha fazla iken (erkeklerde % 30.7 ve kadınlarda % 64.4), 65 yaş ve üstü yetişkinlerin daha fazla kilolu olmaya yatkın oldukları saptanmıştır (erkeklerde % 46.0 ve kadınlarda % 30.4).  Yüksek bel çevresi ve yüksek bel-kalça oranı sırasıyla erkeklerde % 24.8 ve % 54.2, kadınlarda % 53.9 ve % 40.4 olarak saptanmıştır.

Sonuçlar: Obezite ve aşırı kiloluluk, Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Önleyici kamu önlemleri hükümet ve diğer kurumlar tarafından uygulanmaya başlamıştır.

KAYNAK

https://mattioli1885journals.com/index.php/progressinnutrition/article/view/5607/4474