Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 Gluten hassasiyeti Nedir? Glutensız diyet kimler için gereklidir?


Günümüzde glutensiz beslenmeye karşı duyulan ilgi artmaktadır. Market raflarında giderek daha fazla sayıda “glutensiz” etiketine sahip ürünler yer almaktadır. Peki glutensiz beslenmek herkes için şart mıdır? Çölyak ve Gluten Hassasiyeti aynı şeyler midir? Hangi durumlarda glutensiz diyet önerilir? Bu yazıda bunlara değineceğiz.


Öncelikle “gluten” buğday, çavdar, arpa gibi çoğu tahılda bulunan bir protein kompleksidir. Normal ve sağlıklı barsaklara sahip bireylerde gluten bir sorun oluşturmamaktadır. Çölyak Hastası bireylerde ise vücuda alınan gluten barsaklarda inflamasyon tetikleyici bir etki yapar ve emilimden sorumlu hücrelerin yapısında hasara sebep olur. Bu yüzden Çölyak Hastası bireylerde glutensiz diyet “tıbbi beslenme tedavisi”dir ve etkinliği kanıtlanmıştır. “Çölyak Harici Gluten Hassasiyeti” ise isminden de anlaşılacağı üzere Çölyak’tan farklı bir durumdur, burada bir inflamatuvar yanıt yoktur ve hakkında oluşturulmuş kesin öneriler de bulunmamaktadır. Bu hassasiyete sahip olduğunu söyleyen bireyler gluten içeren yiyecekler tükettiklerinde sindirim sistemiyle ilgili bazı semptomlar yaşadıklarını bildirmektedir. Şişkinlik, gaz, karın ağrısı bu belirtilerden bazılarıdır. Ancak bir bireye “gluten hassasiyeti” tanısı koymak zordur; çünkü bu durumu açıklayan kesin bir şekilde belirtilmiş bir mekanizma veya biyobelirteçler yoktur.
 
Glutensiz beslenmeyle ilişkin popüler bir yaklaşım olan “Bir besin gluten içeriyorsa kesinlikle zararlıdır.” söylemi yanlış ve aşırı genelleyicidir. Burada glutenin kaynağını bütünüyle değerlendirmek gerekir. Örneğin, bulgur gluten içeren bir tam tahılken beyaz pirinç glutensiz ancak rafine bir tahıldır. Diyet lifi bakımından değerlendirdiğimizde bulgur pirince göre lifi daha yüksek bir sağlıklı seçenektir ve gluten içermesi bu gerçeği değiştirmemektedir. Öte yandan, gluten gıda endüstrisinde yaygın kullanılan bir katkı malzemesidir ve çikolata, bisküvi, kraker gibi birçok ultra işlenmiş paketli yiyecek de gluten içermektedir. Eğer bir birey glutensiz beslenmeyle birlikte bu tür paketli ürünleri hayatından çıkarırsa yüksek miktarda kalori, şeker, tuz, doymuş yağ alımını da azaltacağı için fayda görmesi beklenen bir sonuçtur. Başka bir deyişle, glutenin her kaynağını eşit düzeyde zararlıymış gibi genellemek doğru değildir.
 
Glutensiz beslenmeye geçişle birlikte yaşadıkları sindirim problemlerinin azaldığını veya ortadan kalktığını söyleyen bireylerde dikkate alınması gereken bir diğer konu ise gluten içeren yiyeceklerin aynı zamanda sindirim sisteminde rahatsızlıklara yol açabilen diğer bileşikleri de içermesidir. Örneğin, günümüzde FODMAPs (fermente olabilen oligosakkarit, disakkarit, monosakkarit ve polioller) içeren yiyeceklerin de sindirim sistemiyle ilgili belirtilere yol açtığı bilinmektedir. Özellikle İrritabl veya Huzursuz Barsak Sendromu olarak tanımlanan durumda barsaklar işlevini istenen bir şekilde yerine getirmez ve bu sendroma sahip bireyler gaz, şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi şikayetlerden muzdariptir. Bir beslenme yaklaşımı olarak bu bireylerde glutensiz beslenmek yaygın görülür.
 
2018 yılında Journal of Gastroenterology’de yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar Çölyak Harici Gluten Hassasiyetinde görülen bulguların gluten mi yoksa yukarda bahsettiğimiz gibi FODMAPs adı verilen bileşiklerden mi kaynaklandığına bakmıştır. 59 Gluten Hassasiyeti olan birey 3 gruba ayrılmış ve bireylere gluten içeren veya fruktan (Semptomları tetikleyici olduğu düşünülen bir FODMAP bileşik) içeren müsli bar verilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına baktığımızda fruktan içeren bar tüketen bireylerde semptomların belirgin bir şekilde daha fazla olduğu görülmüştür. Buradan çıkarılacak sonuç ise bireylerin kendi kendilerine gluten kısıtlaması yapmak yerine sindirim sistemiyle ilgili semptomlara yol açan unsurları bulup onlara yönelik kısıtlama yapması gerektiğidir. İlaveten, bu çalışmanın bulguları "Çölyak Olmayan Gluten Hassasiyeti" tanımlamasına yönelik şüpheleri de artırmaktadır. Gastrointestinal semptomları olan her bireyin glutensiz bir diyet izlemesine gerek yoktur, semptomun kaynağı gluten dışı olabilir (burada fruktan olduğu gibi).
 
Sonuç olarak, gluten kısıtlaması Çölyak Hastalığı’nda tartışılmaz bir şekilde beslenme tedavisiyken; hassasiyet olarak tanımlanan diğer durumlar için gluten kısıtlaması konusu tartışmalıdır. Gluten Hassasiyeti olduğunu bildiren bireylerde ilgili sindirim sistemi rahatsızlıklarının sebebi gluten dışı başka tetikleyicilerden kaynaklanabilir. Özellikle son yıllarda FODMAP içeren yiyecekler ve bunların kısıtlanmasıyla ilgili elde edilen sonuçlar giderek artmaktadır. Burada önemli olan nokta, bir uzmana danışarak semptomları tetikleyen ilgili besinin bulunması ve diyetten çıkarılmasıdır. Kısaca toplum geneline yöneltilen, çok da bilimsel temeli olmayan beslenme yaklaşımlarından uzak durulmalı ve Glutensiz Diyet her hastalığa çözüm olarak düşünülmemelidir.