Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. yılı olan 23. Nisan 2020 gününün koronavirüs nedeni ile bir arada ve topluluklar ile kutlanamaması üzerine İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu (SBYO) çalışanları olarak hem bugünü, hem de üniversitenin THE sıralamasındaki başarısını katılanlar ile online olarak kutladı.
23 Nisan 2020 günü saat 14.00' de başlayan toplantıya bilgisayarları başında çocukları ve aileleri ile birlikte yaklaşık 115 kişi katıldı.
SBYO Müdürü Dr. Abdullah Yüksel Barut’un, katılanları Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Türkiye Cumhuriyeti devleti uğruna canlarını feda edip, bu toprakları bizlere vatan eden tüm şehitlerimiz anısına ekranları başında 1 dakikalık saygı duruşuna, ardından İstiklâl Marşımızı okumaya davet etmesi ile saygı duruşu sonu İstiklâl Marşı okundu. Daha sonra Dr. Abdullah Yüksel Barut, THE başarısı ile ilk Meclis’te memur olarak çalışan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun o günlerdeki gözlemini gelecek kuşaklar için aktardı:
“Milletvekilleri kılık kıyafetleri değişik, renk, renk, öğrenimlerine ve yetişme ortamlarına göre düşünce yöntemleri değişik, ama gönülleri ve amaçları birdi. Gerçi Meclis binası ve eşyası gösterişsiz, ama dava büyüktü. Cephelerdeki düşman kadar yokluğun da yenilmesi gerekliydi. Meclis, türlü yokluklara göğüs gererek çalışmak zorundaydı. Milletvekillerine hâkim olan gerçek yurtseverlik duygusu, yokluğa göğüs germeyi kolaylaştırıyor, cephedeki askerin siperlerde uyuduğunu bilen milletvekilleri tahta sıralar üzerinde uyumayı bile lüks buluyorlardı. Cephedeki asker tütününü iyi kâğıtlara sararak sigara içebilsin diye, Meclis tutanakları dilekçe kâğıtlarına, mektup kâğıtlarına, kese kâğıtlarına basılıyordu.
Barut, "Ayrıca, Milletvekilleri 2 Ağustos 1920 günü yolluklarından yüzde 40 indirim yaptılar. Bu yasadan 40 gün sonra da Meclis Genel Kurulu, milletvekillerinin alacakları yollukların yüzde 30’unu bağış olarak hazineye bırakmalarını kararlaştırdı. Milletvekilleri para bulurlarsa aldıkları aylık 100 liraydı. Bunun 20 lirası orduya sigara parası olarak kesilirdi. Türk Ordusu, gereksinimlerini para ve mal bağışı olarak halktan topladıklarıyla gideriyordu. Gelirlerde bir süreklilik yoktu. Halkın neyi vardı verecek? Çıkarılan Tekâlif-i Milliye adlı kanunla, Anadolu halkı evindeki bir çift çorabı, iç çamaşırı askerine giydiriyordu. Kağnısıyla askerin topunu, tüfeğini, mermisini taşıyordu" dedi.
Yunan saldırısının şiddetlendiği, Bursa’nın işgal edildiği 1920 yılının Temmuz ayı başında Mustafa Kemal Paşa, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada askerin görünümü hakkında şöyle bilgi verir:
“Askerlerimizin üst başının yırtık olması bizim için ayıp değildir. Fransızlar, üniformasız askerlerin çete olduklarını söyledikleri zaman, hayır onlar çete değil, memleketlerini savunan askerlerdir dedim. Üniformaları yok dediler, üzerlerine giydikleri bizim üniformamızdır dedim.” Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan 1920 günü sürecine ilişkin olarak yazdıkları Nutuk’tan aktarıldı. Merve Bayram, Atatürk ile Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olan Dr. Reşit Galip arasında akşam yemeğinde geçen ve Dr. Reşit Galip’i Bakanlığa kadar yükselten süreci katılanlar ile paylaştı. Sıra çocuklarımıza geldiğinde, bugünün küçüğü olan, Elanur Demir, Ali Umut Zeren, Damla Mutuş şiirleri, enstrümanları ve dinletileri ile yarının büyüğü olacaklarını bizlere gösterdiler.
Toplantı Dr. Abdullah Yüksel Barut’un “Etkinliğimize katılanların tümüne, sunuma emekleri ile değer katanlara, bugünün küçüğü, yarının büyüğü olacak arkadaşlarıma teşekkür ediyor, sağlıklı günler, sevgi, hoşgörü ve iyilikler ile geçecek bir Ramazan ayı diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” sözleri ve koronavirüse inat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim' söylemi ile sona erdi.