Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Hemşirelik








 Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı ve hemşirelik bakımı


Karaciğer vücudumuzda önemli görevleri olan ve yaşamsal fonksiyonlardan sorumlu bir organdır. Bu nedenle karaciğer sağlığının korunması, yaşam süresi ve kalitesi yönünden çok önemlidir.


Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı'nın ülkemizde görülme sıklığının %60'lara kadar çıktığı, her 5 kişiden birinde  non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı olduğu saptanmıştır. Dünya geneline bakıldığında ise bu oranın %25 olduğu görülmektedir.

Çoğu kez obezitediabetüs mellitüs ve metabolik sendrom hastalıkları ile birarada gelişen bir hastalık olduğu bilinmektedir. Yetişkin kişilerde ortaya çıkmakla beraber aşırı kilolu çocuklarda da görülmektedir. Türkiye’nin Avrupa’daki obezite sıralamasında 1. sırada olması (Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırma sonucuna göre) ülkemiz adına üzücü bir sonuçtur.

Karaciğer yağlanmasının özel bir belirtisi veya bulgusu yoktur. Genellikle bir belirti vermez. Sedanter (hareketsiz) yaşamı tercih eden, yağlı gıdaları aşırı olarak tüketen kişilerde görülme oranı yüksek olan non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı karaciğerin yağlanmasınabüyümesine ve karaciğer kapsülünün gerilmesine bağlı olarak sağ üst abdomen bölgesinde ağrıya neden olmaktadır. Bunun yanısıra hafızada bulanıklık, halsizlikbitkinlik, iştahsızlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Ciltte kaşıntı, pullanma olabilir. Karaciğer enzimleri de artmakta ve karaciğerin fonksiyonel bozukluğu giderek yetmezliğe ve siroza yol açmakta, hatta karaciğer kanserine neden olmaktadır.

Hastalığın 2 tipi vardır.
  1. Birincisi basit yağlanma olup seyri çoğunlukla iyidir. 
  2. İkincisi kötü gidişatlı olup yağlanmayla beraber karaciğer iltihabı gelişmektedir. İkinci tipine Non-Alkolik Steohepatit (NASH) ismi verilmektedir. Zamanla karaciğere verdiği zararla nedbeleşmeye yol açmakta, siroz ve kansere sebebiyet vermektedir.NASH’te tanı yöntemlerine bakılacak olursa, öncelikle kan tahlilleri (karaciğer enzimleri ALT ve AST değeri yüksektir), batın ultrasonografisi ve biyopsi ile kesin tanı konulmaktadır. Biyopsi işleminde olası komplikasyonlar görülebilir (Örn: kanama, enfeksiyon, safra yolunun delinmesi vb.). Elde edilen biyopsi sonucuna göre hastanın ilaç tedavisi planlanır ve uygulanmaya başlanır.
Hastada oluşan karaciğer hasarının tespiti fibroscan cihazı ile yapılır. Hasta 1 saat öncesinden aç bırakılır. Fibroscan fibrozisin evrelerini belirler. ( F1, F2, F3 ve F4 evresi olarak). Çocuk ve yetişkinlerde de kullanılabilen fibroscan cihazının komplikasyon riski yoktur.

Her hastalıkta olduğu gibi erken tanı karaciğer yağlanması hastalığında da önem taşır. Erken dönemde alınabilecek bir kaç önlemle hastalık önlenebilir, ilerlemesi yavaşlatılabilir. Eğer tanı konulduysa bile, karaciğerde meydana gelen yıkımlarda gerileme sağlanabilmektedir. 

Karaciğer yağlanmasında kesin kabul gören bir ilaç tedavisi henüz yoktur. Bazı ilaçlar (hepatoprolektif ajanlar, antioksidanlar ve insülin duyarlılığını arttıran ilaçlar) denenmektedir. Ayrıca obezite cerrahisi aşırı kilolu hastalara uygulanmakta ve faydası görülmektedir.

Hemşirelik Bakımı:

  • Hemşireler hastayı hastalığı hakkında bilgilendirmeli, merak ettiklerini sorma fırsatını yaratmalıdır. 
  • Ana sorun hareketsizlik ve düzensiz beslenme olduğundan uygulayacağı diyet hakkında açıklama yapmalıdır. 
  • Hazır içeceklerden uzak durmasını, yağlı gıdalardan kaçınması gerektiğini, obezite durumunda kademeli olarak kilo vermesinin önemini vurgulamalıdır.  
  • Hasta, bazal kilosunun %10’u oranında, yani haftada 1.5 kg zayıflamalıdır. Hızlı kilo vermek bazı olumsuzluklara yol açabilir. Örn: Safra kesesinde taş oluşturabilir, karaciğerin yağlanması daha da hızlanabilir. Bu nedenle yavaş ve sistematik biçimde kilo vermeyi sağlamak gerekir. 
  • Porsiyonlar küçültülmeli, öğünler kesinlikle atlanmamalıdır. Gerekirse diyetisyen desteği alınmalıdır. 
  • Hastaya fiziksel aktivitesini arttıracağı ortamlar veya fonksiyonlar önerilmelidir. Örneğin tempolu yürüyüş yapma (günde 30-40 dakika süreyle), yüzme, uygun spor etkinliklerine yönelme vb... 
  • Hastalar için kilo verme zorlu bir süreç olduğundan hemşire hastasına manevi destek sağlamalı, aileyle bağlantı kurarak motive etmelidir. 
  • Düzenli kilo takibi yapılıp kaydedilmelidir. 
  • Hasta sağlıklı gıda tüketimi konusunda (Bol lifli, yeşilliklerden oluşan, az yağlı, haşlama-buğulama gıdaları alması için teşvik edilmeli ve yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır.) eğitilmelidir. Ayrıca hayvansal yağlardan, sakatat, yağlı et, tavuk derisi gibi gıdalardan kaçınılmalıdır.
  • Her 3 veya 6 ayda bir rutin kan testleri yaptırılmalıdır.