Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Çocuk Gelişimi








 Mezun öğrenci derse konuk oldu


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu (SBYO) Çocuk Gelişimi Bölümü Öğr. Gör. Sümeyye Öcal, ''Zihinsel Yetersizlik” dersi kapsamında özel bir konuğu ağırladı.


Öcal, ''Geçen sene mezun ettiğimiz öğrencimiz Hatice Kübra bizimleydi. Her şey öğrencilerimden birisinin bana ‘Hocam teoriyi işliyoruz, konuyla ilgili örnek videolar da izliyoruz ama ders kapsamında vaka incelemesi de yapabilir miyiz?’ demesi ile başladı. Aslında bir sonraki sınıfta stajları olacaktı ve yerinde gözlemleme imkânı bulacaklardı ama ‘neden olmasın?’ dedim. Sınıfa örnek hikâyeler getirmek yerine tecrübeli birilerinin gelip tecrübe paylaşımında bulunmasının, örnek vakaları birincil ağızdan dinlemelerinin daha yararlı olacağını düşündüm ve özel eğitim kurumunda çalışan birilerini soruşturdum. Birkaç seçenek arasından Kübra’yı seçtim. Çünkü Kübra hem bu konuda deneyimliydi hem de, eski mezunumuzdu. Kendileri gibi bu sıralardan geçmiş birisinin onlara tecrübe aktarması hem öğrencileri zevklendirecek hem de Kübra’yı onure edecekti. Kendisi, sadece örnek vaka paylaşmadı aynı zamanda tüm mezuniyet aşamalarından, iş bulma ve yüksek lisansa kabul olma sürecinden bahsetti'' diye aktardı.

Öcal, üniversite son sınıfın kaygılı olduğunu söyleyerek, geçiş dönemine benzetti. Öğr. Gör. Sümeyye Öcal, “Şimdi ne olacak, beni neler bekliyor sorusu kafadadır. İş hayatına hiç başlanmadığından iş hayatına dair hem merak hem de korku vardır ve ‘acaba işsiz kalır mıyım?’ düşüncesi akıllardadır” dedi.

Misafir öğrencilere daha nitelikli bir şekilde mezun olarak işverenler tarafından tercih edilmelerini sağlayacak, üniversite yıllarını daha verimli geçirmelerine dair ipuçları verdi. Bu noktada okulun ve İstanbul’un imkânlarından bahsetti.
 
Öğr. Gör. Sümeyye Öcal, ardından birkaç iş görüşme tecrübesini aktardı ve iş görüşmelerinde nelere dikkat etmeleri gerektiğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Kendi sürecinden, yüksek lisans yapabilmesi için kendi geçimini sağlaması gerektiğinden ve atlattığı zorluklardan bahsetti fakat günün sonunda hem güzel bir üniversitede yüksek lisansa hem de bir işte çalışmaya başlamıştı.

Öğr. Gör. Sümeyye Öcal, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

“Fakat bunun için yüzüne kapanan kapıları umursamayıp yeni kapıları ısrarla tokmaklamak gerektiğinin farkındaydı ve yılmadan arayışını sürdürmüştü. “Evet, süreç çok zor. Fakat siz istedikten sonra ve idealleriniz için çabaladıktan sonra imkansız değil.” sözü mezun adayı olan öğrencilerimizi şevklendirmişti. Ardından vaka örneklerini incelemeye başladık. Normalde video çekmek yasak olmasına rağmen ailelerden sadece bu derste paylaşılmak üzere izin aldığını bu sebeple her hangi bir fotoğraf çekmemelerini rica etti. Down sendromlu, otizmli, öğrenme güçlüğü olan sayısız vaka örneği paylaştı bizlerle. Bu özel insanların hepsinin gereksinimleri de birbirinden özel ve farklıydı. Hepsine ulaşma yolu birbirinden çeşitliydi, hepsi ayrı ayrı bir serüvendi elbette. Fakat onlara yararlı olabilmek tek bir şey dahi olsa öğretebilmiş olmak, onların hayatında olumlu yönde bir değişime katkıda bulunmak… İşte bu tüm çabasının karşılığı, yorgunluğunun mutluluğa dönüşmesinin nedeniydi. Kullandığı yöntemler ile derste işlediğimiz teorik bilgileri bağdaştırdık ve teori ile uygulamayı sentezledik. Burada veli profillerine değinmeden edemedi.” Velilere, veli ve yönetim arasında iletişimin akışına dair eğitimcinin sorumluluklarından bahsetti.

Öğr. Gör. Sümeyye Öcal, eğitimde, özellikle özel eğitimde velinin ne derece önemli rolü olduğunu veli ile bilgi alışverişinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini; velilerin kimi zaman durumu kabullenmede direnç gösterseler de çoğu zaman doğru üslup ile çocuklarının yararına olduğuna inandıklarında, iknaya açık olduklarını ifade etti.

Kapanışı ise “Bir kaç sene önce ben de bu sıralardaydım, hocalarımızdan çok şey öğrendik, çalışma hayatına bizleri çok güzel hazırladılar. Sahada tecrübe kazanmak bambaşka bir deneyim. İş hayatında siz kendi kendinizin öğretmeni olacaksınız ve en büyük eleştirmeniniz vicdanınız olacak. Çünkü o çocuklara, ailelerine ve topluma karşı sorumlusunuz.” Cümlelerini aktaran eski öğrenciye teşekkür edip hediyesini takdim ettikten sonra yine gelmesi dilekleri ile kendisine teşekkür edildi.