Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 Üniversite öğrencilerinde süt ve süt ürünlerinin tüketiminin önemi


Süt ve süt ürünlerinin insan sağlığı üzerinde oldukça önemli bir yeri vardır. Dengeli beslenmede süt temel hayvansal gıdadır. Süt proteinleri biyolojik olarak yüksek değerli proteinlerdendir. Süt yağının fizyolojik değerleri yüksek yağ asitlerini barındırması, sindiriminin kolay olması, A, D, E ve K vitaminlerini bünyesinde bulundurması nedeniyle de beslenme de önemli rol oynamaktadır.


Süt proteini olan kazein ile süt karbonhidratı olan laktozun doğada sadece sütte bulunması sütün değerini daha da arttırmaktadır. Laktoz yapısında bulunan galaktozunda beyin hücrelerinin büyümesinde payı büyüktür. Süt kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, çinko gibi minerallerden de zengindir.  

Amerika Birleşik Devletleri Tarım Departmanı (USDA) besin piramidinde yetişkin sağlıklı birey için süt ve süt ürünleri grubundan günde 1-2 porsiyon (200-400 ml) tüketilmesini önermektedir. Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi’nin yayınladığı Beslenme Rehberi nde 2-4 porsiyon (400-800 ml) ve Türkiye’ ye Özgü  Beslenme Rehberi’nde  yetişkin bireylerin 2 porsiyon (400 ml), çocuklar, adolesanlar, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon (600-800 ml) bu gruptan tüketmeleri önerilmektedir.

Özellikle çocukluk, gebelik, emziklik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından süt ve süt ürünleri çok önemli bir besin grubudur. Obezite, kanser, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların probiyotik özelik gösteren süt ürünlerinin özellikle yoğurt ve kefirin ilişkisini gösteren araştırmalar ve bilimsel çalışmalar giderek artmaktadır.

Probiyotikler, yeterli miktarda alındıklarında endojen mikrofloranın özelliklerini geliştirerek, konakçı sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Prebiyotiklerle birlikte sağlıklı mikrobiyota oluşumunda olumlu etkileri vardır.

Probiyotiklerin Önemi
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek,
  • Yiyeceklerin hazmını kolaylaştırmak,
  • Vitaminlerin (K vitamini, biotin, B12, niasin vb) sentezini yapmak ,
  • Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak,
  • İshal ve kabızlığı önlemek,
  • Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, 
  • Besin alerjilerini ve egzamayı önlemek gibi  pek çok yararları vardır.
Bu konuların güncelleşmesiyle beraber Türkiye genelinde öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimi ya da beslenme alışkanlıkları ile ilgili birçok araştırma yapılmış ve yapılmaktadır. Özellikle üniversite öğrencilerinin üniversite eğitiminin başlaması ile birlikte beslenme alışkanlıkları da değişmektedir. Aile ortamından ayrılmış olmaları, çevrenin etkisi ve kendi özgür seçimlerini yapmaya başlıyor olmaları nedeniyle beslenme  düzenlerinde yeni bir dönem başlamaktadır. Bu dönemin belirleyici özelliği ekonomik problemler ve yeni kurulacak bir düzene uyum sağlama çabalarıdır. Beslenme alışkanlıklarında ortaya çıkabilecek yeni formlar farkında olmadan sağlıklarını olumlu veya olumsuz yönde etkiletecektir Öğrencilerin beslenme durumlarının saptanması ve doğru, sağlıklı beslenmeye yönlendirilmeleri, erişkin dönemde beslenme alışkanlıklarının iyileştirilmesi ve sağlıksız  beslenmenin yol açabileceği kronik hastalıkların önlenmesi açısından önemlidir.

İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde eğitim gören öğrencilerle süt ve süt ürünleri tüketim durumu ile ilgili yapılan bir çalışmada; peynir, yoğurt, tereyağı, dondurma, kefir ve ayran gibi süt ürünlerini tüketim alışkanlıklarını, süt ürünleri konusundaki bilgi düzeylerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. 

Bu çalışma sonucunda;

  • Öğrenciler süt ürünlerini en fazla ürünün son kullanma tarihine bakarak satın almaktadırlar.
  • Öğrencilerin diğer ürün çeşitlerine nazaran peynir ve yoğurdu düzenli bir şekilde tükettikleri belirlenmiştir.
  • Tüketicilerin %95'lik gibi büyük bir kısmı süt ürünlerini alım yeri olarak marketi tercih ettikleri tespit edilmiştir.
  • Öğrencilerin sütün sağlığa yararlarını bildiklerini ancak, keçi sütünün faydaları hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadıkları tespit edilmiştir.
  • Öğrencilerin büyük bir kısmı, süt ürünlerinin fiyatlarının normal olduğu, yalnız tereyağının pahalı olduğu  görüşünde oldukları tespit edilmiştir.
  • Tüketicilerin genelde yağsız ve yarım yağlı süt ürünlerinden kaçındıkları belirlenmiştir.
  • Toplum olarak alıştığımız gibi, öğrencilerin de süt ürünlerinden beyaz peyniri ve yoğurdu daha fazla tüketmekte oldukları ortaya konmuştur.
  • Öğrencilerin %90’dan fazlasının dondurma ve ayranı severek tükettikleri belirlenmiştir.
  • Tüketim zamanı bakımından genelde sütü gece ayranın hem öğle hem akşam yemekleriyle  tüketildiği ortaya konmuştur.
  • Probiyotik açıdan çok önemli olan kefiri her gün tüketenlerin %1 oranında olduğu, hiç tüketmeyenler %60 oranında olduğu ve bu oranın çok yetersiz olduğu anlaşılmıştır.
Bu sonuçlar göz önünde tutularak; sağlıklı ve dengeli beslenmede gerekli gıdalarından olan süt, kefir, tereyağı, dondurma ve ayran gibi süt ürünlerinin tüketiminin arttırılması gerekir. Tüketicileri bilinçlendirmek biz diyetisyenlerin en önemli görevlerindendir. Süt tüketimini teşvik edici tanıtımlar yapılmalı, kitle iletişim araçları kullanılmalıdır. Türkiye'de süt içme alışkanlığının artırılması için çocukluk çağından başlayarak yaşam boyunca süt içme alışkanlığının kazandırılmasına yönelik Okul Sütü projesi gibi destekleyici projelere devam edilmesi sağlanmalıdır.