Sağlık Bilimleri Yüksekokulu - sbyo@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 Anoreksiya Nervoza


Anoreksiya Nervoza bir yeme bozukluğu hastalığıdır, özellikle ergenlik döneminde bu durum artmaktadır. Bu dönem beslenmeye çok dikkat etmek ve dikkat çekmek gerekmektedir. Gençler besin değeri düşük, yüksek enerjili, fazla yağ ve tuz içeren yiyecekleri tüketmekte ve çiğ sebze, salata, yoğurt tüketimini ihmal etmektedir. Aşırı televizyon ve bilgisayarla meşguliyet, beslenme bilgi eksikliği sağlıksız menü seçimine neden olmaktadır.


Genellikle ev dışında, arkadaşlarla fast-food tarzı beslenme tercih edilmektedir. Hareket eksikliği de bunlara eklendiğinde bu yaş döneminde hızla kilo alma söz konusu olmaktadır.

Diğer yandan medyanın ve arkadaş çevresinin etkisi, alay konusu olma korkusu ile özellikle genç kızlarda güzel bir bedene sahip olma isteği, hızlı zayıflama isteği; yanlış diyet yapmaya, aşırı fiziksek aktivite yapmaya neden olmaktadır. Bunların sonucunda yeme bozukluğu davranışı ortaya çıkmaktadır. An, yaş ve boya göre ideal ağırlığı reddetme, vücut ağırlığının olması gereken vücut ağırlığının % 85’inden azına sahip olma, düşük ağırlığına rağmen yağlanma veya ağırlık kazanımından korkma, kendini olduğundan farklı değerlendirme ve kadınlarda ardışık adet döneminin en az üç kez olmaması (amenore) olarak tanımlanır. Tedavi edilmediğinde ise ölümcüldür.

Anoreksiya Nervoza aynı zamanda bir psikiyatri hastalığıdır. Sağlıksız aile ilişkileri de Anoreksiya Nervozaya neden olmaktadır. Mükemmeliyetçilik, teşhircilik, aşırı koruyuculuk, duyguların bastırılması, ebeveyn çatışmaları bunlardan başlıcalarıdır. Bireysel olarak beden memnuniyetsizliğinin getirdiği negatif duygular, olaylarla baş etmede yetersizlik, flörte başlama durumları da nedenler olarak sayılmaktadır. Beden memnuniyetsizliği, yeme bozukluklarının oluşumunda en güçlü ve tutarlı risk faktörlerinden biridir.

Anoreksia Nervoza

Yemek Bozukluklarının Temel Özelliği


Kişinin kendini şişman olarak algılaması, ağırlık kazanmaktan ve şişman olmaktan korkması, zayıflamayı çok istemesi, görüntüsünden rahatsız olması, anormal yeme modelleri ile karakterizedir.

Yapılan çalışmalar, özellikle bireylerin, kendi kendine yaptıkları yanlış diyetlerin yeme davranış bozukluğunu artırdığını ve davranış bozukluğuna etki edecek psikolojik eşiğe getirdiğini belirtmektedir. Kadınlarda yapılan çalışmalarda düşük kalorili diyet yapanlarda yeme bozukluğu semptomları daha sık görülmektedir. Anoreksiya Nervozanın birçok önemli komplikasyonu vardır. Tip 1 diyabet hastaları arasında bu hastalığın görülme riski artmıştır. Anoreksiya Nervozada düşük leptin seviyesi, tiroid bezi aktivitesini azaltırken adrenal bezin aktivitesini artırır. Hipoparatiroidizm ortaya çıkar, bu hastalarda görülen bradikardi ve taşıkardi yaşamı tehdit eder. Karaciğer işlevlerinde bozulma tespit edilmiştir, iskelet sistemi ile ilgili sorunlar çıkmaktadır. Cilt kuru, kara, sarı görünümdedir ve saçlar kırılgan ve cansızdır, el ve ayaklar soğuktur, kabızlık vardır, üreme ile ilgili problemler vardır ve kadınlarda amenore görülür.

Anoreksiya Nervoza tedavisinde öncelikle beslenme durum değerlendirmesi yapmak gerekir. Fizik muayene, laboratuvar bulguları ve antropometrik ölçümlerle,  hasta  öyküsü durum hakkında bilgi verir, aileden de öykü alınarak sorun tanımlanmalıdır.

Tedavide temel yaklaşım tıbbi yönetim, beslenme rehabilitasyonu, bilişsel davranış ve aile tedavisidir, ayrıca ilaçlarda bu tedaviye eklenir.Beslenme tedavisinde amaç daha fazla ağırlık kaybının önlenmesi, daha sonra ağırlığın stabilize edilmesi, ağırlık kazanımının sağlanmasıdır. Aşama aşama gidilir. Hesaplanan enerji ihtiyacının makro besin ögeleri dağılımı belirlenir, yağ oranı  %30 olmalıdır, protein miktarı %15-20, karbonhidrat miktarı %50-55 oranında olmalıdır. Azalmış kemik kütle yoğunluğunu telafi etmek için kalsiyum ve D vitamininden zengin diyet verilir. Ana ve ara öğünler olmalıdır. Kısaca yeterli ve dengeli bir beslenme önemlidir. Diyet aynı zamanda tat alma, keyif alma ve kendini iyi hissettirme duygularını da vermelidir. Bilişsel davranışçı tedavi oldukça önemlidir. Beslenme eğitimi de verilmelidir.

Büyüme ve gelişmede malnutrisyonun olumsuz etkisi, davranışlarda  malnutrisyonun olumsuz etkisi, ağırlık kazanımını nedir, glikojen depoları ne kadar zamanda tükenir, sıvı dengesinin önemi, yağsız doku kitlesinden kilo alımı, adipoz dokunun önemi, enerji harcamasında egzersizin etkisi, uzun dönem ağırlık kontrolünde kusma, laksatifler ve diüretiklerin etkisizliği, porsiyon kontrolü,  besin değişim sistemi, sosyal ve tatil zamanlarında yemek yeme, açlık ve tokluk nedir, gibi konular işlenebilir.

Önemli olan yeme bozukluğu oluşmaması için tüm topluma sağlıklı beslenme tavsiyelerini sürekli vurgulamaktır. Yanlış, aşırı kısıtlayıcı diyetler yapılmamalıdır.